"bu katliamı izleyecek miyiz uzaktan yoksa yapabileceklerimizi hayata mı geçireceğiz... bir film gibi izleyeceğimiz her dakika, filistinli kardeşlerimiziden bir tanesi daha aramızdan israil bomba ve füzeleriyle alınıyor..."
leman dergisi'nin irak savasi ciktigi zamanlarda verdigi devasa poster. uzerinde kocaman kirmizi bir el, altta da siyah beyaz "savasa hayir" slogani yer alir.
tarihsel materyallere boyun eğip, savaşsız bir dünya adına çözüm üretemeyenlerin yeni mastürbasyon sahası. en kötüsü de savaşı hep kaçınılmaz olarak görüp bu uğurda ölümlerin kabullenilmesi olsa gerek, halbuki çok fonksiyonlu derler insan beyni için. bunun, barış denen o zor sınavdan muaf olanlar için denmediği çok açık.
ayrıca dün bugün yarın savaşa hayır sözcük öbeğiyle simgeleşen mücadelenin sadece türkiye'de değil tüm dünyada verildiğini de eklemek gerek kara tahtaya. yani tüm dünya ulusları adına. kendi ulusunu her daim yeğ tutanlar ve mümessil kıçı yalayanlar, en çığırtkanlar olarak yazılı yine o kara tahtada.
onlar tarihe tek ayak üzerinde işemeye devam etsinler, kara parçaları sadece sidikle çizildi sanki!
buyuk devletlerin ve buyuk medeniyetlerin her daim savaslardan sonra kuruldugunu bilmeyen dangozlarin gudik slogani. savas kotu bir sey olsa istanbul'u fethedemezdik, kurtulus savasini vermez, yunan palikaryasinin bayragi altinda yasardik. erkeklerin isimleri kostas, dimitris, kadinlarin isimleri iren, helen olurdu.
eger atalarimiz ayni humanist anlayisla hareket etseydi turk irki bugun sahip oldugu topraklarin 3'te 1'ne bile sahip olamazdi. Toprak sahibi olmak ne kelime yok olur giderdik.
bu abuk sabuk sloganlari kendi zevkine ve rahatina duskun komunist ruhlu suursuzlar yumurtlamaktadir. aldiris etmeyiniz.
*eğer bir adam marşla uyum içinde yürüyebiliorsa o değersiz bir yaratıktır. kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabileceği halde, her nasılsa yanlışlıkla bir beyni olmuştur onun. uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir.
emirle gelen kahramanlıktan, bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nasıl da nefret ediyorum. ben savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi...
benim anlayışıma göre sıradan bir cinayet savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir."
yanindaki arkadaşına tekme tokat vuranların, sonra da bu kişinin sokağa çıkıp avazı çıktığı kadar bağırması muhtemel kelime. savaşa hayır sözcük öbeğinin anlamını, nedenini ve amacını kavrayamamış kişiler tarafından duymak gayet kolaydır.
ceza da savaşa karşı.. (!)
sonra çıkıp 2 gün önce çalıştığı insanlara küfür yağdırabiliyor.. ceza aklıma ilk gelen örnekti, daha tanınmış, tanınmamış pek çok kişiyle de örnekleri çoğaltabiliriz..
'insanların yüzlerinin ve gözlerinin rengi ayrı ayrı da olsa gözyaşlarının rengi hep aynıdır'doğru söylemiş şair.
nerede olursan, kim olursan ol acıyan kalbin tepkisi gözyaşları...
kahrolası savaşın acıttığı minik yürekler, gazete manşetlerinde insanın kanını donduran haberler.. yaşamadan anlayamaz insan ama enazından hisseder..
yine açtım gazete sayfasını yine gözyaşı dolu resimler. buradan gücüm yetmiyo belki ama en azından dua ediyorum.. insanın yapacak bişeyinin olmaması ne kötü.
Savaşın başka bir ülkeyi yağmalayıp ele geçirmekten başka bir şey olmadığını,aşırı kapitalize edilmiş büyük silah tekellerinin anamallarını değerlendirmek zorunluluğu olduğunu bilen,insanlık tarihinde ve ruhunda açılmış savaş yaralarından ders almış insan ve grupların sloganı.*