tayyibin tüm örgütleri, il ve ilçe teşkilatlarındakiler gidecekse sorun yok, zaten onların savaşı. türk halkının tamamı suriye politikasını, suriyede iç savaş çıkarma gayretlerini desteklemiyor zaten, kendileri savaşsın şimdi.
ölen zavallıların da hesabını deftere yazsın, o dindar başbakan. suriyenin eşkiyasını desteklerken aklı neredeydi acaba. daha kaç çocuk veya kadının canının alınması gerekiyor.
şimdi en yüksek sesle, hakkari'den edirne'ye izmir'den artvin'e kadar bütün ülkede bu sesi yükseltmenin zamanıdır!
anneler, babalar! evlatlarınızı türlü türlü yalanlarla, okyanus ötesinden gelen emirler yüzünden savaşa göndermeyin!
kesinlikle desteklediğim mottodur. her ne kadar uzun zamandır dost ve kardeş olamasak da; hatay krizi, apo krizi gibi sorunlar yaşasak da suriye ile savaş ortadoğu'nun bitişinin başlangıcı olacaktır. ayrıca rus ve türk hükümetlerinin doğal gaz anlaşmazlığının faturasının suriye ve türkiye halkları tarafından ödenmemesi gerekir. gerçi bu sözün çoğu esed kişisine gidiyor. rusya'nın arkalarında duracağını zannederek türkiye'ye meydan okuyor. kendi halkına etmediğini bırakmıyor. hiç ümidim olmamakla birlikte bu meselenin kan dökülmeden halledilmesidir. ayrıca emperyalist güçlerin kışkırtmasıyla iki müslüman devletin savaşması da ne kadar vahim bir durumdur ona hiç girmiyorum bile!
bi yandan savaşmamız gerektiğini düşünüyorum bir yandan savaşmamamız gerektiğini suriye çok karışık türkiyeye neler yapıcağı belli olmaz ama NATO'nun bu olaya bence bir el atması gerek
suriye ile gelinen noktada bir kez daha haykırılması gereken, seni seviyorumdan sonraki en güzel iki kelime. nasıl bir dünya ve insan(sız)lık tarihiyse, son 3 bin yılın savaşsız geçen dönemi yok gibi bişey. savaşın kazananı kaybedeni olmadığını hala idrak edememek bunu anlayamamak nasıl bir ruh ve bilinç halidir...
hayatlarında sivas ın ötesine gidemeyenlerin koltuklarından savaş naraları atmaları manidar. önce bir git orayı gör de ondan sonra konuş. savaş o kadar basit bir şey değil. askerde bile eline silah alırken korkan, karanlıkta istanbul da bile yürürken tırsan bu insanlar savaş istiyor. savaşa hayır demek erdemliktir.
AKP savaş KARARI veremez; verirse BiTER - Baştan beri böyle düşünüyorum.
AKP, Türkiye'yi savaşa SOKAMAZ; çünkü bir savaş halinin iktidarı elinden almasından KORKAR'a inanıyorum; (ama korkudan düşüncemi SÖYLEYEMiYORUM.
Bu yüzden de SAVAŞA HAYIR deme gereği duymuyorum.
Böyle yapmadığım için de AKP yandaşı gibi algılanıyorum.
Bu algı 'kalıplarına' karşı, elimizden bir şey gelmiyor. Mahallesi tarafından AKP yandaşı gibi algılanmak istemeyen, susmak zorunda kalıyor.
Gazeteler de, 'Türkiye savaşa GiRMEZ'i, yerli birine söyletemedikleri için, bugün YABANCI birinden yardım istemişler.
Politikanın bir tür OYUN olduğunu; bazen yapmayacağınız şeyleri bile YAPACAKMIŞSINIZ gibi konuşmanız gerekebileceğini; bunun da hayatın bir NORMALi olduğunu, ne zaman NORMAL kabul edeceğiz. http://galeri.uludagsozlu...C5%9Fa-hay%C4%B1r-334973/
kimse savaşmak istemez ancak çoğu kişi kavga eder. Dünyanın en pısırık, en korkak adamının bile bir patlama noktası vardır. üstüne gittiğinizde, sabrı taştığında kafanızı patlatabilir. Savaş insanın doğasında vardır ve engellenmesi mümkün değildir. insan kendisiyle bile kavga ederken "savaşa hayır" hayaldir.
ben Savaşın "güzel" olduğunu değil, ancak bir gerçek olduğunu ve engellenmesinin içi boş sloganlarla mümkün olmadığını düşünüyorum. Savaş insanın varoluşuna düşman olduğu gibi aslında var olmasının sebebidir. Bir annenin savaş esnasında 2 yaşındaki bebeğinin cesediyle aklını yitirmiş bir biçimde koşturmasını hiçbir vicdan kaldıramaz.... Ama bu savaş bilincini silip atmaya yetmez zihinlerimizden. Çünkü insanız!
iki kişinin kavgası "ben" savaşıdır, "ben" savaşları aile savaşlarına evrilir, aile savaşları taraf savaşlarına, taraf savaşları kitlesel savaşlara ve düşmanlıklara her daim gebedir. Kitlesel düşmanlık isteseniz de istemeseniz de hayatın gerçeğidir. Katolikler-Ortodokslara - Sunniler-Şialara - Yahudiler-Araplara düşman olacaktır... Hem dinsel hem milli düşmanlıklar asla öldürülemez. insanlar öldürülür. Bunu gördüğümüz-yaşadığımız için savaşa hayır sadece bir temennidir. Ancak gerçekleri görüp temenniyi dile getirdikten sonra "ben savaşa karşıyım devletimde karşı olsun" demek kapıyı açık bırakıp mışıl mışıl uyumayla eşdeğerdir.
Burada düşmanı şahıs bazında ele almak "benim bir yunan köylüsü ile ne alıp veremediğim var" demek olayı çok yüzeysel değerlendirmektir. Sen böyle değerlendirirsin ancak devletlerinde böyle değerlendirmesini bu derece yüzeysel olmasını bekleyemezsin. Beklersen sadece slogan atarsın...
En azından böyle düşünen insanlara şunu sormak istiyorum.
1- Baba olsanız * ve kızınız olsa onu dışarıdan gelecek tehditlere karşı korumak için önlem alır mısınız? Alıyor musunuz?
2- Evinizde hırsız-yangın vesaire olaylara karşı hiçbir önlem almadan rahat rahat oturabilir misiniz?
daha bir sürü soru sorulabilir bu şekilde. Cevaplar çok değişmez genelde herkes kızını korumak için çeşitli tedbirler alır kendi kendine. Evini hırsıza karşı korumak için alarm taktırmaz belki ama en azından kapısını kilitler.
Basit düşüncelere basit örnekler yeterlidir. Devletler savaş tehditlerine karşı önlem almak zorundadır. Alacaktır ve güçlü silahlara sahip olacaktır. Olmak zorundadır. Çünkü savaşı asıl önleyebilecek şey büyük devletlerin diğer büyük devletlere karşı savunma-saldırma aygıtlarının aynı derecede kuvvetli olmasıdır. ABD-ingiltere-israil gibi devletler neden istemez iran'ın savaş sanayisi icraatlarını? Çünkü onu vurma planları vardır ve o planı gerçekleştirmek için karşıdan gelecek cevabın yetersiz olması lazım.
Bunun için kendi yalanlarını bile uydururlar "biz bütün projelerimizi çöpe attık" diye demeçler verirler. inanmayın sağa sola rejim yapıyorum dedikten sonra künefeyi götüren ben kadar samimidirler. *
En azından uzun bir süre savaş yaşanmaması için "savaşa hayır" demek yerine devletler arası savaş sanayinde dengeye evet denmelidir. Bir gün manyağın biri çıkıp birini vuracak zaten sen istesen de istemesen de olacak bu. Uzun bir süre olmaması için denge.
Mısır'da atılan bombalara ağlayanlar Suriye'ye düşecek bombaları heyecanla bekliyorlar farkında mısınız? Emperyalizm uğruna yine ellerine silah alacaklar ve yine masum insanlar ölecek!
SAVAŞA HAYIR!
yüksek sesle ve ot çekilerek beyaz sarayın kapısının önünde söylenmesi gerekendir. bir savaş kaç milyon zengin insanın cebini dolduruyor farkında mısınız? fakirler sizi.
karşı taraf" savaşa evet" dediği müddetçe anlamını yitirecek olan temennidir.
"hazır ol cenk ü cidale istersen sulh u salah." denilmiştir.
"barış ve rahatlık istiyorsan çarpışma ve çatışmaya hazır ol" anlamına gelen osmanlıca sözdür.
ormanlaşan ve orman kanunlarının hakim olduğu dünyada barış istemek, zorunlu olarak savaşmayı doğurur.
