dünya yöneticileri dünya ve insanı ülke millet din siyaset ve terör kavramları adı altında böldüklerinden sonra, sudan sebeplerle başlattıkları ve satranç tahtasında geçiyormuşçasına kolayca yönettikleri savaşlardır. ve lanet olsun ki bu savaşlar hiç durmadı. insanları din ile savaşmaya ikna ediyorlar. bu bir gerçek.
gönlüm ister ki kimsenin canı bile yanmasın ama devlet pratiğinde bu asla mümkün değildir. devletler kanla kurulur, kandan beslenir ve kan döktükçe varlığını sürdürebilir. bu yüzden sürekli düşman yaratıp birilerinde bu isteği gidermek zorundadır aksi halde iç savaşa gider ve kendi kanından beslenir.
bu insan olmanın bir bileşkesi bence. devlet içinde farklı gurupları bir arada yaşamaya zorlamak bile başlı başına bir çılgınlık.
bunu dıştan bakınca gayet net bir şekilde görüyorum. devlet, ideoloji maskesine bürünmüş kan arzusuyla yanıp tutuşan bir gurup fanatiğin kan dökme arzusundan fazlası değil.
devlet insan olmamanın yarattığı bir hapishane ve savaş, ölüm, kan gerçekleri.
şuan dünyadaki tek savaş suriyede sürmektedir. Savaşta taraflar birbirilerini hedef gözetmeksizin yok ederler. tek amaçları vardır karşı tarafın yok olmasını sağlamak.
Birde savaşan insanlar vardır. Kaynak veremeyeceğim ancak bir kişi gerçek manada (operasyon değil ww2 tarzı) bir savaşa katıldığı anda bir psiklojik travma geçiriyor. Bu travmanın sonucunda insanlar hayvanlaşıyor. Evet bildiğiniz hayvanlaşıyor.
Bunun sonucunda da işte o savaş videolarında gördüğünüz kurşunların üstüne koşan askerler oluyorlar.
Savaş sevmem...
Seveni de normal insan seviyesinde görmedim.
Savaş sevmediğim gibi, savaşın saldıran tarafını hiçç sevmem..
O yüzdendir ki kimse kusura bakmazsa Osmanlı ve fetih savaşları benim kahramanlık duygularımı kabartmaz, oradaki halka üzülmek dışında da bir şey hissetmem.
Senin tarafın saldırıp kazanınca fetih oluyor, karşı taraf saldırınca düşman bağlamında tarihi ve yazılım şeklini de hep adaletsiz bulmuşumdur...
Savaşta hep bir düşman vardır ve bu düşman da savaşın saldıran bölümüdür.
Çanakkale bu açıdan çok çok çok önemli bir zafer; savunanın kazandığı ve kazandıktan sonra da verdiği insani dersle sadece ulusumuz için değil bence tüm dünyaya emsal bir zafer...
Her büyük savaşin ardından insanlık için büyük gelişmeler olmuştur.
Teknolojinin en hızlı büyüdüğü ortamlardır. 5 yıllık yıkıcı bir savaş teknolojiyi alır 50 yıl öteye atar. O zaman savaşta akan kan teknoloji ağacıni besler büyütür diyebiliriz.
insanlık açısından bakarsak toplumların cinnet anıdır diyebiliriz. Uysal ve cana yakın olmalarıyla nam salan Japonların 1930 ile 1945 yılları arasında özellikle Çinlilere yaptıkları başka türlü anlatilamaz değil mi ?
Taktik ve teknolojik üstünlüğü kullanarak sayı üstünlüğünü yenme sanatı.
Savaşta hiçbir zaman adalet yoktur.güçlü zayıfı ezer kuralı da yoktur.bi çöl fırtınası bir yağmur veya kar yağışı her şeyi değiştirebilir.