afganistan şairi, edebiyatımızın uç beyicahit zarifoğlu'nun ilk basımı 1985'te yapılan beyan yayınlarından çıkan romanı. kitapla tanışma hikayem benim için çok özeldir. fakültede, zarifoğlu'nun hasret fantazisi şiirini kendime yaren yaptığım final haftasının nihayete erdiği yakın bir yaz günü, şehrin edebiyat çevreleri tarafından yolları aşındırılan bir kitabevine mutad ve adetim olduğu üzere dergah almaya gitmişken raflarda gördüğüm cahit koytak'ın yeni kitabı yeni başlayanlar için metafizik kitabını karıştırmaya koyuldum. bir an sonra gözüm raflarda başka bir cahit'i aradı. zarifoğlu'nu... hayret görünürde yoktu. dükkan sahibine sordum. dükkan içindeki başka bir bölmeye girdi, kıyıda köşede alt (ta)raflardan bir kaç kitabını çıkardı. kitapların en genci 20 yaşlarındaydı. karıştırdım. 1985 basım bir kitap elime geldi: savaş ritimleri,ilk baskısı. zarifoğlu hayattayken basılmıştı. yazarın imzalı kitabını bulsam ancak bu kadar sevinirdim.
26 sene beni beklediğine emindim.
kapağı ya açılmış ya açılmamış, belki de el bile sürülmemişti.
26 sene insanı ne bekleyebilirdi ki?
kadın mı?
şarap mı?
kaşar mı?
kitap mı?
bence kitap.
satın aldım. okumaya başladığımda cahit zarifoğlu'nun şiirlerinden ve hikayelerinden aşina olduğum altüst edici tarzıyla muhatap olmanın tatlı heyecanı sardı tekrar. afganistan'ın bir dağ köyünde bir çocuğun bakış açısıyla çocuğun,ailenin,köyün ülkenin ve ümmetin psikolojisine ışık tutuyordu zarifoğlu. şu şiirini bu kitapla uğraştığı sırada mı yazdı bilmiyorum ama tam da bu kitabın üslubuna ait gibi...
'şimdi anne diyorum
bum diyorum
bismillah diyorum
bismillah
mamaya başlarken
emeklerken
uyurken
bismillah diyeceğim
ilk adımı atarken'
kitap bittiğinde o demli çay tadı kalıyor diliniz ve damaklarınız arasında. beylik lafları daha bir kararlı söylemenize izin verir bu tad. bu sebepten okuyun. kapaktaki kan lekelerine aldırmadan...ordaki insan elinin toprak, çiçeğin umut, kanın da can suyu olduğunu düşünerek okuyun.