1. Silahlarını bırakmış olan silahlı kuvvetler mensupları ve hastalık, yaralanma, tutuklanma veya başka bir nedenle savaş dışı kalan kişiler de dâhil olmak üzere çatışmalarda aktif rol almayan kişiler ırk, renk, din ve inanç, cinsiyet, doğum veya servet ya da benzer bir kritere göre ayrım yapılmadan bütün koşullarda insani müdahale görecektir.
Bu amaçla yukarıda belirtilen kişilere aşağıda belirtilen muamelelerin yapılması nerede ve ne şekilde olursa olsun yasaktır ve de yasak olarak kalacaktır:
Yaşama ve kişiye yönelik şiddet, özellikle her türlü öldürme, zalimane davranış ve işkence Rehin alma Kişisel onura tecavüz, özellikle küçük düşürücü ve onur kırıcı davranış Uygar uluslarca vazgeçilmez olduğu kabul edilmiş tüm adil güvenceleri sağlayan düzenli, kurulu bir mahkeme kararı olmaksızın ceza verilmesi ve bu cezaların infazı.
2. Yaralılar ve hastalar toplanacak ve tedavi edilecektir.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi gibi yansız bir insani kuruluş, çatışmaya taraf olanlara hizmet sunabilir. Çatışmaya taraf olanların bu sözleşmenin diğer hükümlerinin tamamını ya da bir kısmını özel anlaşmalar yoluyla yürürlüğe sokmaya çalışması gerekir.
Yukarıdaki hükümlerin uygulanması, çatışmaya taraf olanların yasal statüsünü etkilemeyecektir.
Bunun anlamı ise, bu hükmün uygulanması uluslararası silahlı çatışmalar için de çatışmanın doğasını değiştirmez.
Cenevre Sözleşmeleri uluslararası nitelikte anlaşmalar olmaları hasebiyle bu anlaşmalara sadece devletler taraf olabilirler. Fakat bir silahlı çatışma durumunda çatışmanın tüm tarafları, devlet olsun ya da olmasın, uluslararası insancıl hukuk kurallarına bağlıdır ve bu kurallara uyması gerekmektedir.
Savasta su icene yilanin karismamasidir. Mesela savasta eger bir dusman askeri su iciyorsa, uc firt cekmeden oldurulemez. Eger suyundan ikram ederse, once oldurulup sonra icilir.
Cephelerde çarpışan orduların karşılıklı olarak soyut olayları birbiri ile anlaşarak halletmesidir . Örnek vermem gerekir ise aşırı ölümün olduğu bir cephede karşılıklı olarak , ölen kişileri gömmek için ara vermek , Sağlık hizmeti veren veya dini ritüellerin yerine getirildiği yerleşim yerlerini yakıp yağmalamamak gibi . Savaş iğrenç bir şey olmasına rağmen çoğu durumda önüne geçilemez bir istek ile yerine getirilen toplu yok etme sahnesinden başka birşey değildir , ancak bu gibi iğrenç durumların dahi belli başlı ahlak anlayışı birebir çarpışan kişiler için önem arz eder . eğer ki savaşın önüne geçilemez ise savaşan ve savaşı yöneten kişilerin sağlam ahlaklı olması en azından bu ahlak modelini benimsemesi herkes için iyi olacaktır . Diğer bir anektod ise Türk ve Yunan savaşını model alırsak eğer .
Savaşın kaybedilmesi durumunda Sıradan vatandaş : Yunanlılar ailelerimiz katletdi , kadınlarımıza tecavüz etti ve çocuklarımızı öldürdü.
Savaşın kazanılması durumunda Sıradan Vatandaş : Analarını siktik . Denize döktük . Şöyle soktuk , böyle kestik .Ankara'dan ötesini yakın gitsin .
Gibi Aynı şeyleri yapmamıza rağmen !! Bize yapılırsa Bir nefret belirtisi olarak , Biz Yapar isek Kendimizi haklı görme sebeplerinden ötürü , Milliyetçilik ile karıştırılmaması gereken bir olgudur . Ve Savaşı yok edemediğimize göre , gerekli olduğunu düşündüğüm ahlak modeli .