olduğun yerde durursun, ama varlığından bir yer işgal ediyorsundur ve birilerini çeker bu, karşına dizilenler olur. onlara cevap verdiğin andan itibaren savaş başlamıştır. yenilmek isteyen karşıma geçer, zerre umurumda olamayacakken -| ölürler.
facebook'ta 30 milyon ölü insan varmış; bunları bilmek lazım.
tanım: gören için her yerdedir. chi dokunuşu (dokunan ölür) tears of ra (if i cry you will die). galiba başladı.
kimilerine göre politikanın uzantısıdır, normal kabul edilir, (anormal olan iç savaştır) buna rağmen son yıllarda, teknolojinin gelişiyle, (insanın biraz olsun bilinçlenebilmesi, artık sorgulama yetisini kullanması) savaşların çok maliyetli olduğunu fark edebilmiştir yönetilenleri yönetenler, maliyetten kasıt insan hayatıdır.
--spoiler--
Bize ihanet ettiler. Korkunç bir ihanete uğradık. Daha biz küçükken savaşıyorlardı. Ve büyüdüğümüzde savaşı anlattılar bize. Coşkuyla. Hep hayrandılar. Sonra, biraz daha büyüdüğümüzde bizler için de bir savaş tasarladılar. Ve bizi savaşa gönderdiler. Sevinç içindeydiler. Coşkundular. Ama kimse bize nereye gittiğimizi söylemedi. Kimse bize, siz cehenneme gidiyorsunuz demedi. Hayır, hiç kimse! Marşlar bestelediler, Langermarckın işgaliyle ilgili kutlama törenleri düzenlediler. Savaş haberleri, resmi geçit planları. Kahramanlık şarkıları ve kanlı madalyalar. Böylesine heyecanlı ve sevinçliydiler. Sonunda savaş gelip çattı. Bizi gönderdiler savaşa. Hiçbir şey söylemeden. Sadece, Bol şanslar gençler! diyerek. Bol şanslar gençler! Böylece kandırdılar bizi. Böyle uğradık korkunç bir ihanete. Şimdi ise onlar kapılarının ardında oturuyorlar. Eğitim müdürü, okul müdürü, mahkeme reisi, başhekim Şimdi bizi gönderenler sanki onlar değil. Hayır, onların hiçbiri değil. Şimdi hepsi de sıcak evlerinde oturuyorlar. Kapılarını da sıkıca kapatmışlar. Bizler de dışarıda kalmışız. Kürsülerinden ve koltuklarından parmakla gösteriyorlar bizi
--spoiler--
savaşlar birbirine benzer, kazanan olmaz
kazandığını sanma, kayıplarına bak biraz
cebindekinin yarısını ödedin silahlara
şimdi de diyorsun ki yalnız barış adına
bahanesi barış sağlamak olan, paranın esaretinde başlayan iğrençlik.
Yeşil bir sayfayı beyaz yapmak için, beyaz boya kullanılır. Siyaha boyayarak beyaz olması beklenemez.
Demokrasi silahla, tüfekle sağlanamaz.
insanın yaradılışından beri içinde bulunan, sonuçları vahim olan ve insanın doğasında olmasına rağmen insanlık dışı olarak tabir edilen vahşet. kimi zaman silahlı, kimi zaman silahsız, kimi zaman da psikolojik. sonuç olarak iki türlüsü de ciddi boyutta zarara yol açar. savaşın ilk çıktığı zamandan bu zamana kadar gelen süreçte öldürülen insan sayısı, doğal yollarla ölen insan sayısına oranla daha fazladır. insanlık kendi kendini yok eder. savaşların çıkış sebebiyse yine insana özgü özelliklerden olan güce ve kontrol yetisine sahip olmaktır. günümüzde savaşların çıkış sebebi olarak bize farklı şeyler sunulsa da, özünde her zaman güç ve hırs vardır. gazete başlıklarında petrol için savaş, ticaret için savaş, özgürlük için savaş vb. yazar. yani para. yani güç. özgürlükse son 200 yıldır varolan bir kavram olarak sunuldu insanlara. oysa özgürlük denilen şey de yetmez insana. savaşın olduğu yerde barış; barışın olduğu yerde savaş vardır. garip.
hayatında hiç kan kokusu duymamışların genzi yakan barut kokusunu içine çekmemişlerin savaşı sadece bilgisayar oyunlarından görmüşlerin hevesli olduğudur. evet.
TAKViMDE GÜN HENÜZ iŞARETLENMEMiŞ.
Her ay, her gün
açık durur hala.
Bu günlerden biri
işaretlenecek bir çarpıyla.
iŞÇiLER HAYKIRIRLAR EKMEK DiYE.
Tüccarlar bağırırlar pazar diye.
Eskiden işsizler açtı,
şimdi işi olanlar aç.
Artık yeniden başladı çalışmaya
kavuşmuş duran eller:
Yaptıkları gülle.
SOFRADAN ETi KALDIRANLAR
Öğretiyorlar kanaat etmeyi,
hep bana, hep bana, diyenler
bu kez istiyorlar özveri.
Tıka basa yiyenler
gelecek güzel günlerden
söz ediyorlar açlara.
Uçuruma götürenler ülkeyi
diyorlar, yönetmek çok zor,
sıradan insan yapamaz bu işi.
LiDERLER SÖZ EDiNCE BARIŞTAN
anlar halk
savaşın geldiğini.
Liderler lanetlediğinde savaşı
seferberlik emri yazılmıştır bile.
BAŞTAKiLER DER Ki : BARIŞ VE SAVAŞ
iki farklı şey.
Oysa rüzgarla fırtına gibidir
onların barışı ve savaşı.
Savaş doğar onların barışından
anasından doğan oğlan gibi,
taşır oğlan anasının
o korkunç yüz çizgilerini.
Öldürür onların savaşları
ne varsabarışlarından
arta kalan.
GECE,
evli çiftler
yatarlar yataklarında.
Bizim tazecikler
yetimler doğuracak.
BAŞTAKiLER DER Ki: ORDUDA
yoldaşlık hüküm sürer.
Bu işin doğrusu
mutfakta görülür
görülse görülse .
Yüreklerindeki cesaret
belki aynı.
Ama tabaklarındaki yemek
farklı.