arkadaş bok mu var anlamıyorum bu savaş çıksa gönüllü katılıp katılmamaktan vatanseverlik tahlilini. barışı korumak için gönüllüler aranıyor denilse kimseden ses, soluk, osturuk çıkmaz. ama savaş denilince, kahramanlık ya, vatan ya, millet ya, sakarya ya o yüzden herkes aslan rambo kesilir.
bok kafalılığın tahammül edilir yanı yok. sanki günlerimizi savaş sanatlarını tatbik ederek geçiriyoruz sivil hayatta. diyelim savaş çıktı, gönüllü katıldın bir bok bilmiyorsun ki savaşa, savaşmaya dair bir haftada avlarlar adamı. ilk önce elinden gelen işlere bir el atıversen bak her yıl kıbrıs adası'nın üzerini 1 cm kadar örtecek verimli toprak denize dökülüyor. siktir et savaşı falan şu tema vakfına katıl, ağaç dikme şenliklerinde boy göster de bir işe yara.
Ekran karşısında ahkam kesenlerin maskelerinin düşeceği andır. Bakınız etrafınıza, herkes milliyeçi, herkes vatan sever, herkes Atatürkçü vs vs. Fakat nedense icraata gelince büyük bir fiyasko. Bazı değerler vardır ki, lafla olmaz, icraat ister.
sayfanın orta solunda "izmitli gençler tekrar askere alınmak için dilekçe verdi" başlıklı haber başlık açısından ilginçtir.
NOT : Haberin linkini verdim ama, sırf haber yapmış olmak için, gazete tarafından askerlik şubesi önünde çekilmiş herhangi bir fotoya bu başlık atılarak sallama haber yapılmış olma ihtimali de göz ardı edilmemelidir.
Sonucunun öğrenilebilmesi için ülke çapında geniş bir anket çalışması yapılarak kaç kişinin bugün savaş olsa gideceğinin tespit edilmesi gereken soru cümlesi.
ne için savaşılacağına göre değişecek sayıyı bulmaya yönelik saçma soru.
şöyle ki kurtuluş savaşı masumiyetinde bir mücadele için, yani özgürlük için çok daha fazla kişi katılacaktır bu mücadeleye gönüllü olarak.
ama devletin ne yapacağı, atacağı adımlar böylesine amerika'nın iki dudağının arasındayken, pkk'yla mücadele bile o kutsallıkta olmadığı için bu sayı düşecektir.
evde eteğimle plazma izliyor olacağım amerika oyuncaklarıyla oynarken.
Tüm yazılanların aksine içimizde küllenmiş gibi duran bir kor vardır.Bu içimizdeki sürgün gibidir.Gerçekten olmaması hepimizin arzusudur ama olması dahilinde pek çok kişinin de gideceğini düşünüyorum.Bu kaderin üstünde bir kader,göklerden alınmış bir karar,sürgününü geri çağıran bir damar gibidir.Elbette farazi konuşmak pek fayda etmez ama içinizdeki kana güvenin.Çanakkale'de,Kurtuluş Savaşı'nda ve güneydoğu'da ölenler de ana baba kuzusuydu.Onlara da yapacaklarını söylesen belki güler ve inanmazlardı.Ama yaptılar.Zamanı gelince pek çok kişi yeniden bunu yapacaktır.Hem de şaşılacak kadar çok.Zamanı gelirse Starbucks'tan da kalkıp gelen de olacaktır,dağda otlattığı sürüsünü bırakıp gelen de.
Bu ülke insanının vatan sevgisi gerçekten çok üst düzeydedir.Her ne kadar gelen hükümetlerce bu kendine güven ve savaşçı ruh örselenmiş bile olsa unutmayın ki bu millet hiç bir zaman esaret altında yaşamadı.Yine yaşamayacaktır.Siz içinizi dinleyin ve inanmaya devam edin.Zamanı gelince sağcısı da solcusu da,fenerlisi de galatasaraylısı da,zengini de fakiri de omuz omuza ölmeyi bilecektir.Ben bu toprağın insanına böylesine güveniyorum.Lidersiz ve amaçsız kalmış gözüküyor olsak ta...
"bugün savaş çıksa.." evet aklımıza hemen kuzey ırak geliyor değil mi? birileri oraya gidip kürt öldürmeyi o kadar çok istiyor ki.. kendini bazen çatlı yerine, bazen samast, bazen de polat yerine dahi koyabiliyor. kendini wallace yerine koymuyor mu? koymuyor. çünkü o büyük türk ırkından değil. evet bu kendini kahraman sanan milliyetçi faşist zihniyet bunun eyleme geçirilemeyeceğini de biliyor. olayın kurtlar vadisini aştığının da farkında. o nedenle sanal ya da herhangi bir arkadaş ortamında, kuzey ırak'a girmeliyiz diyenlerin, oyun kumandasında emir veren küçük çocuktan farkı yok. bunlar oturduğu yerde soykırım yapan cinsten.
bir kaç soru da ben sorayım.
bugün savaş çıkmaması için kaç kişi sokaklara dökülür ki? *
bugün yoksulluğa hayır için kaç kişi sokaklara dökülür ki? *
bugün fener galatasaray'ı yense kaç kişi sokaklara dökülür ki? *
duyarlılık bu olsa gerek..
"birçok kişi gider" cevabının sorusudur. ama nedense böyle diyenlere de "klavye başında yazmak kolay" derler. daha halkın halka inancı kalmamışken savaş kazanmayı beklemek de aptallıktır.
En koyu milliyetçinin bile askerliği 5 ay indirtme 30lu yaşlara kadar uzatma gibi her türlü cinliği ve kaçışı akla koyduğu göz önüne alındığında, artist tavırlarla terörü önleyebileceğini, bir b.k yapabileceğini zanneden tiplerin üzerinde dikkatlice düşünmesi * gereken soru.
tazminatın unlu onculerinden, sadrazam ali paşa kadar kimse cekmiştir bu milliyetci hezeyanları! her gun boy boy vatan satan hain olarak lanse edilen ali paşa, tarihin ihanetini affedemeyecekler listesinin de bu topraklardaki ilk şahsıdır. zavallı ali paşa siyasal hayatı sadrazamlıktan bir inip, bir çıkmasıyla iyice tahterevalliye benzerken, son sadrazamlığa çıkışında iyice dallanıp budaklanan ''girit'' sorununu kucağında kalması iki defa zavallılık onun adına.
ali paşa kadar devlet sorunlarını yonetmeye pekte mehilli olmayan birisi için her defasında yedek stpene misali lastik patladığında değiştirilmeye çağrılması ve ne zaman bir sorunu çözmek adına hareket etse karşısında ''zırvalayan grupların '' akla hayale sığmayacak isteklerini bulması kaç siyasetciye nasip olur ki..
yıllardır osmanlı da çürümeye terk edilmiş girit sorunu karşısında acılımlara yonelen ali paşa, her gun binlerce gencin saderet in onunde toplanıp ''girit bizim canımız feda olsun kanımız'' sloganlarına muhattap kalıyordu. bir gun değil, iki gun değil gunlerce binlerce genc aynı sloganla saderet in önünde toplanıp '' ali paşaya '' isteklerini iletmekle mesgul olsunlar, zavallı ali paşa sonradan öğrenildiğine göre aklına gelen dahiyane düşünceleri bile bu sloganlardan dolayı toplayamaz biçareliğe düşmekte. beyninin orta yerinde çınlayan sese gel zaman git zaman karşı koyamayarak teslim olan ali paşa çareyi bulmuştu. yarın girite savaş açılacaktı, gerekli olan askerde şu saderet in önunde toplanan kanlarını girite feda etmeye hazır, vatan huşusuyla yanan genclerden temin edecekti.
ertesi gun tamda beklediği gibi, binlerce genc akın akın saderetin önunden meydana taşmış bir durumda ''girit bizim canımız feda olsun kanımız'' nidalarıyla toplanmaya başlamıştı.. bu vatan huşusuyla yanıp dönen binlerce vatan evladıyla sadece ufacık giriti değil, osmanlının kayıp edilen tum topraklarını geri alabileceğinin hayaliyle yeni bir cihan imparatorluğunun sadrazamı olarak kendine rol biçerek saderetin önune inen ali paşa ''aylardır savaş diye tutuşan genclere'' müjdeyi verir... yarın girite savaş açıyorum, sizleri de şimdi hemen askere alıyorum.
buyuk bir sevinc galeyanı ile omuzlar uzerinde çıktığı köşke uğurlanacağını düşünen ali paşa, karşısında birbirini ezip gecen, çil yavrusu gibi dağılan ve çok kısa bir sürede bomboş bir alanla karşılaşınca tarihi narasını patlatır '' hep hamaset, hep hamaset''
akıllarını savaşla doldurmuşlar sadece ali paşaya denk gelmedi.
kuşkusuz savaşı en iyi bilen cumhuriyetin kurucu kadrosunda da bulunan ismet inonu dür. siz bakmayın bol bol şatafatla anlatılan cumhuriyet zaferlerine. ismet Paşa'nın, I. inönü muharebeleri sırasında Ankara'ya çektiği sadece 2 telgraf vardır; biri "Kaçıyoruz-ismet", öteki "Yendik-ismet" dir. bunuda kendisi çok guzel özetler ''Bir muharebede galip-mağlup yoktur. Kim daha geç kaçarsa, ona galip denir'' biz kaçmayı düşünüyorduk onlar bizden önce kaçtılar. biz galip, onlar mağlup sayıldı..
savaşla akıllarını ve kasalarını doldurmak için ismet paşanın etrafına üşüşenler bu sefer gencler değil akil ve sağduyu olarak kabul edebileceğimiz ordu generalleri ile devlet adamları. ikinci Dünya Savaşı bütün şiddetiyle sürüyor. Hitler ordusu Moskova önlerinde Birçok bölge ülkede olduğu gibi, bizde de o sıra nazi sempatizanı (yani antikomünist) asker, bürokrat kadar gazeteci ve yazar da vardır. Ordumuzun tepesindekiler Cumhurbaşkanı inönü ye bir şekilde duyurmaya çalışır: Hazır Almanlar bu kadar ilerlemişken, biz de Kars tarafından cephe açalım Sovyetler e. inönü generalleri kayseri de toplantıya çağırır. Hoşbeşten sonra bu gözü kara askerlere çok sade bir ev ödevi verir:Buradan Kars a, Kars tan Moskova ya gidecek askerimizin sayısı ne kadar olmalıdır? Götürülecek askerimizin gereksinmesi olan lojistik malzeme ile teçhizatı tamamlayacak silah durumumuz nedir?
Ertesi gün, daha ertesi gün ve hiçbir gün şahinlerimizden bu konuda bir haber gelmemiştir.. zaten ismet paşa'da haberin gelmeyeceğini toplantı bitiminde hakkı tonguca şu sozlerle ifade eder '' sovyetlere savaş acacaklar, sovyetlerin yerini bilmezler''
tabii ismet le sınırla kalsa iyidir bizim savaş çığırtkanlarımızın zamanı... inönu'yu ikinci dunya savasına sokmadın, bu yuzden erkekliğimizi dunyaya kanıtlayamadık propagandasıyla eleştiren dp yonetimi, allahın gördür dediği amma misali isteklerine tanesi 50 centte kore dağlarına asker yollayarak nail oldu. tum dunyaya erkekliğini ispat edecek rüştü kazanan dp sayesinde 4500 askerden çoğu geri dönemedi.
tarih işte koreye asker yollayan dp, kıbrıs sorununda istenilen cengaverliği sergiliyemeyince sultanahmet meydanına çıkarttı verdi mttb ogrencilerini. '' Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır!'' sloganıyla alanı dolduran binlerce öğrenciye mujdeli haber tez zamanda ulaştırılır. istanbul valisi ethem yetkiner'in '' kıbrısın turk olduğundan süphem yoktur, sizlerinde bu andan itibaren turk askeri olduğunuzdan şüphem olmadığı gibi.''
birilerinin işi ta ali paşadan beri hep hamaset olduğundan, hınca hınc dolu olan meydan aynı anda hızla boşalıp gider..
esref in "Asiyab - ı devleti bir har da olsa döndürür" türü yergisine cevaben neyzen tevfik in
Öyle harlar koştular kim asiyab-ı devlete
Birbirin çiğnemekten dolab-ı devlet dönmüyor" yergisi bugun savas çıksa kaç kişinin gonullu gideceğini de soylemiş olur bize.
bugün savas cıksa her turk genci önce vatanını kurtarmayı sonra savas neden cıktı diye sorar, sorması gerektir.
bosuna ölmek diye birsey yoktur vatan icin savasılıyorsa.
(bkz: biz böyle gördük)
büyük ihtimalle iddiayı atan kişinin kendisinin gitmek istemediginden dolayı halkın büyük bir coğunlugunu kendi gibi sanarak, kendine güvenir halde bu soruyu sormuştur. ki aksi halde starbuck's'ta kahve içip ntvyi seesiz seyreden iki rockçu gencin "en önden ben giderim abi vatan içi can feda" demesi büyük bir süpriz olurdu.
aslı "keşke bugün savaş çıksa kaç kişi gider" olan sorudur. bunu soran insan evladı(!) her gece uyumadan önce "lan bi savaş çıksa ne güzel olur, vatana bağlılığımı gösteririm" diye düşünüp, sabah lives larını deisel lerini giydikten sonra alman yapımı arabasına binerek ilk kahvesini starbucks'da içer * ya da * en kötüsünden winston içerek vatanına olan sevgisini gösterir.
bu vatana ölü bedenlerden çok diri beyinlerin lazım olduğunu düşünemeyenlere tek bir cümle yeter: "sizin amerikanların bir sözü vardır bilir misin: fuck you"