Ülkemiz cinsel eğilimler konusunda gizli bir cennet.
Doğan Yayıncılık'tan çıkan bir kitap, sessiz kalınmış bir durumu gözler önüne sererek, çok ses getirecek gibi görünüyor.
"Satılık Erkeklik" isimli kitap; erkek fahişeler üzerine bir çalışma. Yaşamını vücudunu satarak kazanan erkeklerin dünyasını deşifre etmeye çalışıyor. (Yazarı; ayse kudat)
Toplumumuz; uzun yıllardan beri, değişiklik seven yapısıyla gizli kapılar ardındaki dünyalarını yaşamaya devam ediyor. Bundan senelerce evvel arşivlerdeki kaynakların, belirttiği gerçeklikleri, yeni yeni duymaya ve üzerinde konuşmaya başlıyoruz.
Aslında konuşmada denemez pek. Kadın fahişeliği ne kadar kolay ağızlara alınıp, malzeme yapılsada; erkek meslektaşları için sessiz kalınır çoğu zaman. Erkekliğe gölge düşürecek olması, erkek dünyasını istismara açık bir duruma sokacak olma düşüncesi, buna sebep galiba?!
Bedenini insanlığın hizmetine sunup, bundan para kazanma en eski mesleklerden telakki edilir. Kadınların üzerine yıkılmaya çalışılsa da, erkeklerinde aynı düzeyde faaliyette olup, daha fazla popülerlikle karşılaştığı gün gibi aşikar.
Bir kadınla cinsel ihtiyacını karşılama eylemini; utanmadan, çevresine naklen yayın yapan erkek: Aynı işi bir erkekle yaparken gizli kalmasına özen göstermektedir. Bu gizliliğin sebebininin de; genelde evli olmanın getirdiği baskılardan dolayı olduğu bilinmektedir.
Satılık erkekler; kadınlara göre daha geniş kapsamlı çalışmalar içinde, mesleklerini ifa ediyormuş. Geniş bir müşteri portföylerinin olmasıda cabası! Bunun karşılığında aldığı ücrette, kadınların neredeyse elli katına kadar çıkan meblağlarmış.
Merak unsuru mu bu durumu tetikleyen?
Yoksa geçmişten gelen genler mi sebep?
Sıkıcı cinsel hayata renk getirmesi için yapılan kaçamak mı ya da?
Öyle veya böyle, sebep ne olursa olsun;kabuğunu aralamaya başlıyor insanımız. Doğuştan gelen hisler değil konu. Kendini nasıl görmek ve yaşamak istediği de.
içimizde gizli kalmış dürtülerimizi uyandırmak için, atılan adımların sonucunun ne olacağı önemli toplum adına. Birden sınırsızca tüm duvarları kaldırarak, cinsel özgürlüğünün peşine düşen insanın durması gereken sınırın bilincinde olma yetisine, sahip olup olmadığının ciddiyetle takibi lazım.
Her türlü malzemeye kolaylıkla ulaşılan, "Canım istiyor sadece" fütursuzluğuyla yaşanan günümüzde; dehşetengiz olaylara şahit olduğumuz durumlar birbiri ardına yaşanmakta. Gittikçe daha iç yakıcı senaryolar duymaya başlıyoruz, duymaya da devam edeceğiz.
Aklını tam kapasite gavurluğa! çalıştıran insanımız, bu gücünü daha gerekli yerlere kullanmayı bir öğrense sırtımız yere gelmeyecek.