bizzat şahit olduğum bir gerçeklik. bugüne kadar bu fakiri yenen bir bayanın çıkmaması beni bu gerçeğe ulaştırdı. oynamadı da değilim yani. örneğin akraba çevresinden oynadığım bayanlar, iş çevresinden oynadığım bayanlar... genelde pek iyi oynayamıyorlardı. beni geçin zaten uluslararası arenada 1. olan bir bayan satraçcı var mı? şahsen ben bilmiyorum.
bundan 30-40yıl öncesine değil de şimdiye bakarsak, kadınların büyükusta derecesinde erkeklerle yarıştıklarını görebiliriz. tabiy önce 30-40yıl öncesinden beynimizi çekmek gerek.
sonucu ancak aynı sayıda kadın ve erkeğe aynı şartlarda satranç öğretilip, aynı zamanlarda çalışmaları sağlanınca
belli olabilecek geçici gerçek. sebebi, zenci klasik müzik bestecisi olmamasıyla aynıdır.
nasıl ki klasik müzik viyana ve çevresinde doğarken, gelişirken zenciler afrika'da shaka önderliğinde savaşıyorsa,
klasik müzik hayranı salon beyefendilerince sömürülüyorsa, köle gemilerinde yeni dünyaya istiflenmişse,
kadınlar da satrançla erkekten sonra ve onlar kadar yaygın tanışmamışlardır. adalet yok, tesis yok azizim.
gariplerimin kaçı satrança merak sardı, desteklendi, saatlerce antrenman yaptı da
satrançtan ekmek yiyen erkeklere rakip olsun.
satrancın zekayı ıspatlama ve beğendirme, seçilebilmedeki erkeksiliği de unutulmamalı. sonuçta bir savaş sanatıdır ve doğada ispat erkeğin üzerine vazifedir. sonraki oyunu sevip bırakamama konu dışı.
kadının bu tür kendini ispata ihtiyacı yoktur. seçendir. ama yönlendirilmişse bu işin de altından kalkar.
satranç yaşta, cinsiyette değil baştadır.
12 yaşındaki kız çocuğu, 40 yaşında ''ben erkeem'' diye gerinen horozun şahını eline verebilir.
garry kasparov adını hatırlamadığım bir bayan satrancıya yenilmişti. yenilmenin nedeni olarak da bayanın güzel gözlerinin içine çok baktığını bu yüzden dikkatinin dağıldığını söylemişti. bu bayanların çekiciliğini kullanması sınıfına mı girer yoksa çok iyi satranc oynaması sınıfına mı bunu da siz düşünün.
değişkendir, gerçek değildir. bayanların erkeklerden daha stratejik düşündüklerini bildiğimize göre, bu tür oyunlarda daha iyi oldukları düşünülebilir.
sabır ve tahammül özelliklerine sahip olmayan bünyenin, karşıdakinin ne hissettiğini/düşündüğünü kavrayamayan beynin iyi satranç oynamasının beklenemeyeceği gerçeğidir. hiç boşuna taklalar atılmasın. sadece satranç değil, daha bir çok şey için yetersizdir kadın. tam tersine, erkeğin yetersiz olduğu her türlü ıvır zıvırda da kadın çok yeterli gelir. işte öyle bir dünya. vay anasını.
bundan bir kaç yıl önce kasparov'un ,ki kendisi dekadınların satranç oyuncusu olamayacakları, çocuk yetiştirmeyle ilgilenmelerinin daha iyi olacağı; biçiminde aşağılayıcı konuşmalar yapmaktaydı, yenildiği yeşil gözlü hoş bayanı aklıma getiren çelişki.
ömrü hayatım boyunca bir çok kez bayanlarla oynadım, anneme ve okuldaki şişko bir kıza kaybetmişimdir sadece. o kızı da ondan, sonra yendim. gambitle kekleyerek yemişti zaten o zamanda.
apaçık gerçektir. çünkü hem ileriyi hesaplama, görme yeteneği, yaratıcılık, hayal gücü, irade hem de güçlü, özgün bir tin gerektirir. bunlardan ise kadınlarda( kadın tininde) yoktur. zaten pratik de bunu göstermektedir. erkeklerle kadınların satranç dünyasında ayrı konumlarda bulunması, durup dururken olmuş, sadece bir maskülen ön yargı değil deneyimin gösterdiği gerçektir.
ayrıca:
"dünyanın en iyi kadın satranç oyuncusunu getirin, bir at eksik oynarım. "