Şu sıralar deli gibi oynadığım oyun. Elo'mu 1200 civarına çekip oradan yürürüm umarım. En güzel mat bence boğma tarzı olan matlardır. Hele birde atlarla yapılırsa tadından yenmez.
Edgar allan poe'ya göre zekadan çok gözlem ve konsantrasyon oyunudur. Kazanmak için çok zeki olmak değil dikkatini iyi bir sekilde odaklaman gerekir ki ufak bir dikkatsizlik durumunda yenilebilirsin.
... işte o zaman bir rembrant, bir beethoven, bir dante, bir napoleon hakkında en ufak fikri olmayanın, kendini büyük bir insan sanması aslında o kadar kolaydır ki. bu çocuk duvarlarla çevrilmiş beyninin içinde yalnızca tek bir şeyi biliyor, aylardır tek bir satranç oyununu kaybetmediğini; ve dünyamızda satranç ve para dışında değerler de bulunduğundan haberi olmamasından ötürü, kendisinden etkilenmesi için her türlü nedeni var.
rafta gülümseyip durduğu halde ancak okumuş olmama utandığım stefan zweig kitabıdır.
zugzwang denilen bir terim vardır satrançta. bu sonsuz hamlenin dolayısıyla sonsuz olasılıklı kombinasyonların var olduğu bir oyunda tüm ihtimallerin tükendiği, sadece 1 hamle yapma zorunda olunduğu bir kavramdır. bu yüzden oyunun berabere bitmesi mümkün değildir.
bir makine düşünün, satrançta yapılacak bütün kombinasyonları hesaplayan bir makine.
beyazı kullanan makine, kusursuz kombinasyonuyla siyahı yenmiş olur. aslında oyun başlamadan biter. mutlak zafer beyazındır.
yeni nesil oyunlar karşısında oynanma zevkini kaybeden, 64 kareli bir tahta üzerinde genelde siyah ve beyaz 16'şar değişik özellikte taşlarla oynanan eski dönemlerden kalma bir oyun.