bugün sana bilinmeyen bir gerçekten bahsedeceğim. hani satranç diye bi oyun var ya, oynayanların çok zeki sanıldığı, yüzlerce hamle ilerisini hesaplama becerileriyle donatılmış, gerçek hayatta da çok akıllıca hareket etmeleri beklenen kişiler tarafından icra edilen oyun, hıh, işte o oyun aslında öyle bir şey değil; satranççıların hepsi de o kadar manyak değil.
oyun bir kere basit, biraz çabalar bir günde öğrenirsin, sonra da alırsın üç beş satranç kitabı geliştirirsin. internette de maç yaptın mı, oldun işte orta düzey bir satranççı. peki ama bu kadar basit bir şey neden sadece sosyal hayattan bihaber insanların tekelelindeymiş gibi algılanır? mesela üniversitenin satranç kulübünün sivilceli, gözlüklü ve mühendis erkeklerden oluştuğu varsayılır hep. bu erkekler ki calculus çalışıp boş vakitlerinde de satranç oynayan, eline kadın eli değmemiş ve muhtemelen hiç değmeyecek olan tiplerdir. peki geçekten öyle midir sözlük?
hayır! haykırmak istiyorum bu gerçeği artık sözlük. satranç kulüplerinin yarıdan fazlası böyle tiplerden oluşmasına rağmen kalan yarısından azı hiç de böyle değildir. son derece eğlenceli; gezip dolaşmayı, yemeyi içmeyi, cinsel aktivitelerde bulunup dersleri kırmayı, senelerce okulu uzatmayı seven tipler de vardır satranç aleminin içinde. beyin kıvrımlarını arttırmak gibi işlevsel, samimiyetsiz bir duyguyla yaklaşmazlar bu oyuna, sadece keyif almak için oynarlar. hatta inanmazsın sözlük içlerinde gayet tatlı kadınlar da vardır! ama yaratılan bu imaj yüzünden bu insanlar zaman içinde adeta sinerler ve satranç oynadıklarını bir günahı saklarmışcasına saklamaya başlarlar.
paye vermeyelim bu kalıplaşmış düşüncelere sözlük. satranç oynayan asosyal tip zaten asosyal olan tiptir, durumunun vehametinde satrancın bir günahı yoktur.
Satranç oynayan insanın asosyal olması genelde zordur .Gerek turnuvalar olsun , gerek klüp içerisindeki aktiviteler olsun , gerek satrancın kişilik gelişimleri üzerine sayısız olumlu etkisi olsun , kişi asosyallikte kararlıysa , atın gitsin ondan bi halt olmaz .
hayatını hormonlarına emanet etmiş beyinsiz insan düşüncesinin dışa vurumudur.
iyi satranç oyuncuları sosyal yönü güçlü, sürekli kendini geliştiren ve bunu herkesin gözüne sokarak yapan, ülkem insanının %80'inin kıskançlıkla bakacağı insanlardır.
muhtemelen olay da şöyle olur, bu malak satranç bilen efendi birine kızı kaptırmıştır, gelir buralarda hırsını klavyeden alır.
(bkz: beyinsiz insan özellikleri)
