Taşlar yerindeyse Olasılık dışıdır.
Tabi sadece bir piyon iki şah kaldıysa tahtada rakibinde hata yapmayacağına eminseniz olabilir. Deha ile alakası yok tabi aleni olanın ilanıdır.
Not: Mattan kurtaran seri kırışmalar geldi aklıma onlarda uygulanacaksa 20 25 hamle görülebilir. Tabi ancak laboratuvar ortamında.
söz ettiğiniz eğer 16 hamle sonra kullanmak için başlangıçta bir kaç yere bir kaç taş yerleştirmek ve rakibin her hamlesinde "lan bu sefer göte gelir miyiz acaba" kuşkusu oluşturmayı sağlamak ise, evet onu ben de yapabiliyorum. ama basit bir kaç kuralı ezberimde tutamadığım için önden alıştırma yapmam sağlıklı olacaktır.
onun haricinde 16 hamlenin tamamını önceden tahmin edebilmek imkansızdır. rakibin senin gibi düşünüyor mu bakalım? 5. hamlede öyle bir yere piyonu çeker, kalırsın.
Satranç ustaları sıradan insanlardan daha zeki değillerdir. Elbette analitik zekası güçlü olanlar satranca ilgi duyacaklardır ama üniversitelerde temel bilim eğitimi alanlardan pek çoğunun zeka bakımından üstün oldukları söylenemez. Satranç ustaları yıllar içerisinde sürekli satranca yoğunlaşarak, belli temaları öğrenerek ustalık seviyesine ulaşırlar.
Herhangi bir oyunortası konumunda 30 değişik hamle vardır. Rakibin de bu kadar olasılığı olduğu düşünülürse 1 hamle sonraki tüm olasılıkları hesaplamak için 30x30 = 900 hamle hesaplamak gerekli. Ve elbette iki hamle sonrası için 900x900 olasılık olacak ve bu böyle gidecektir. Şu açık ki iyi satranççı olmak için tüm olasılıkları hesaplamak zorunda değilsiniz. Bu satranç bilgisayarlarının yaptığı ve hatta belli bir noktadan sonra yapmamaya başladığı bir şeydir.
Ustalara kaç hamle ilesini gördükleri sorulduğunda kimileri esprili biçimde "Bir hame ama bu genelde en iyi hamle olur" veya "Rakibimden bir hamle fazlası" cevaplar vermişlerdir. işin gerçeği konuma göre değişir. iki tarafın taşlarının birbirinden uzakladığı durumda daha çok aletleri nasıl manevra edeceğinizi düşünürsünüz.
çok iyi satranç oynayan kardeşimi bir doktor yenmiş, kardeşim ikinci oyunu oynamak istediğinde, işim var demiş ama saatlerce oradan ayrılmamış.. ve kardeşim benim misafirimdi.. ona yenilmiş olmak zoruna gidiyordu. bana onu yenmemi söyledi. ben onu yenemeyeceğimi, çünkü kendisinden zayıf olduğumu, kendisinin de ona yenildiğini söyledim. hayır abe ben sana güveniyorum onu yenebilirsin dedi. kardeşimi uğurladım öğretmenevinde bir öğretmen " doktor beyin satranç oynamak istediğini, masasına davet ettiğini söyledi. ben satranç oynayabileceğimi, kendisinin buyurmasını istedim. geldi, oyuna başladık, önce açılışta avantaj sağladı sonra bunu piyona çevirdi.. kesinlikle benden üstündü.. oyun gidiyordu. kardeşimin ümidini düşündüm.. yedi hamle sonrasında vezire çıkıyordum. ama öncelikle feda ettiğim fili alması gerekiyordu. fili aldı tamam dedim oyunu aldım. üç hamle sonra akıbetini farketti. "geri alayım dedi." bir el al, iki ele de müsaade edebilirim ama üç el emeğime saygısızlık dedim.. tamam dedi.. vezire çıktım oyunu aldım.. ikinci oyunda rahattım.. oyunda bu sefer ben bir piyon üstündüm.. ve beraberlik pozisyonu sağladım.. o bozmaya çalışsa kesinlikle yeniliyordu.. ama ben istesem yüzde yetmiş benim olan oyunu devam ettirebiliyordum.. ama berabere kaldık... üçüncü oyunu teklif etti.. ona kardeşime yaptığını hatırlattım.. bozuldu.. bir daha da o iyi oyuncuyla oynama imkanım olmadı.
böyle bir şey imkansız arkadaşlar.böyle zeki birinin varlığını reddediyorum,var derseniz de inanmıyorum.salağın tekisiniz ama ben dehayım diye dolanıyorsunuz ortalıkta işte olay bundan ibaret.
romanın birinde vardı bu dahi. bi gemideki turnuvada amı götü dağıttıydı en son. yanlış tahtaya mat dedi lavuk.
edit: screw you guys im going home hatırlattı sağolsun. kitap; stefan zweig, satranç.
Herkes düşünebilir mesela lan 16 kez kaleyi ileri geri oynatayım diye düşünürseniz bu da 16 hamle ilerisi olur. Rakipte der lan bu napiyor kesin bi taktiği var diyip korkar ya da siktir deli der.