satranç

entry890 galeri85 video1
    26.
  1. Oyun değil spor olduğunu savunduğum ve sonuna kadar savunacağım spor. insanlar ne var ki masanın başında oturuyorsun diye düşünebilir, ama bu işin ağırlığını sadece masada saatlerce oturanlar bilir.
    5 ...
  2. 27.
  3. strateji geliştirmek için bire bir olan , toplam 64 kare olan tahta üstünde , piyon, vezir, şah gibi taşların bulunduğu oyun.
    5 ...
  4. 28.
  5. küçük yaşlarda başlandığına oynanmaya kişinin gelişimine olan katkısı tartışılmaycağı gibi kişiye güzel zaman geçirtir ve farklı heyecanlar yaşatır; ancak bir süre sonra(5-10 yıl) dar gelir o tahta, o 32 taş ve sayılı varyantlar.
    ancak bireysel sporların en ciddisi sayılabilecek satrancın en büyük katkısı yenmeyi, yenilmeyi öğretmesidir.
    4 ...
  6. 29.
  7. hep bana aristokrat oyunu gibi gelen, belleğimde şömine başında, buzlu scoth yudumlarken oynanması şart bir eylem havası vermiş oyun. gereksiz bir yavaşlığı vardır, türk insanının tez canlı yapısına uymaz sanki , epi topu yapacağın bir hamle için 2 saat düşünmenin manası ne diye sorarım kendime. karşıdaki oyuncu elini çenesine götürüp hamle için düşünmeye başladığında siz gidip tuvalette hacetinizi görüp, eşinizle halvet olup, çoçuğunuzun matematik problemine yardım edersiniz . döndüğünüzde karşıdaki rakibiniz sadece bir taşı yaklaşık 2cm. kadar ileri götürmüştür.

    sonuç olarak oynayanlara ve sevenlere sonsuz saygı duymakla beraber asla '' ahanda pencüse severler güzeli gencüse eki eki '' deme atraksiyonlarını bana yaşatan baba yadigarı tavlamın yerini tutması mümkün olmayan oyundur santranç. ha bir gün kasparov denen zatı muhterem karpov denen rakibine '' al sana şahhh mattt , devir kıçını yatt eheh '' derse, böyle bir samimiyet ve sıcaklık katarsa bu no frost oyuna, o vakit bizde isteriz zekamız gelişsin.
    10 ...
  8. 30.
  9. srateji ve taktik oyunu. kazanmanın esas şartı konumsal üstünlüktür.
    5 ...
  10. 31.
  11. ingiltere'de ilk basılan kitabın konusu satrançtı...
    7 ...
  12. 32.
  13. 33.
  14. Altmışdört karenin sekiz cephesi benimdir
    yılan yüzlü birileri piyon demiş adıma
    kolayca harcanacak bir nesne yani,
    düş odaları sığ olanların ellerinde
    mermi sesinden ürken asker gibi
    kendimi aranırım bulunduğum siperde,
    ardım sıra dizili omuzu kalabalıklara
    hiç bıkmadan anlatırım bu gerçeği;
    benimle başlar savaş biter benimle

    Düşünce tarlasında iki karedir yerim
    kalın duvarlarımın olduğu söylenirse de
    burçlarımı tutanların acemiliği yıkar beni
    açılır bütün kapılar içten fethedilirim,
    işte o an başlangıcıdır sarsıntının
    ya uyanıksa,biliyorsa bütün becerilerimi
    tek kaleyle de savunabilir ülkesini
    göğüs kafesinden ırmaklar akan biri

    Siyahtan beyaza ya da tersi 'L' ler çizerek
    eşimi aranırım birlikte koşmak için
    gökülkeden geliyorsa şahin gözlü binicim
    kırılır kilitleri şaha giden yolların,
    küçücük bir çakıltaşı dağlaşır önümde
    kesilir dermanı rüzgarla yarışan yüreğimin
    kuralları hiçe sayan binicim acemiyse
    başlamadan biter savaş tökezler ayaklarım

    Çarpraz kulvarlarda gidip gelmektir işim
    eşimle çıkarım yollara aynı at gibi
    fil denince uzun hortumlu,iri cüsseli
    bir de Kartaca Komutanı Hannıbal'in
    yakarken Roma'yı gücünden yararlandığı
    kalın derili acayip bir hayvan gelir akla
    oysa avuç içine sığan bir çift oyun taşıyım
    okyanuslarında dolaşırım düşüncenin

    Tanrı'yı cebinde taşıyan bir vezirin ülkesi
    gül bahçesi gibidir,aşklar meşkler içinde
    geçip giderken ömür kimseler kahır çekmez,
    insanlığını unutup da tanrı sanırsa kendini
    bir koyup beş almayı düşünür evvel aklıyla
    eksildikçe çıldırır bir kumarbaz gibi
    ol saltanatın yeller eser yerinde

    Taç kimin başındaysa şah odur,deli ya da veli
    atadan kalma nişanesidir hükümranlığın,
    titrek bacaklı bir çocuksa bürünür kaftanına
    tersine de akacağını sanır ırmakların,
    bir sabah ay'ın güneşi öptüğü saatlerde
    dağları yüreklerinde taşıyan birileri
    sökünce menteşelerini saltanat kapısının
    kenevirden yapıldığını anımsar urganın

    Uyanıkken rüya görmeye başladı mı insan
    hayatın tartısına vurmalı kendini
    avuçlarına doldurup toprağı koklamalı
    kor ateşlere yaslamalı başını ki
    ömrüyle içinde mi gerçeğin anlasın,
    yoksa suların üstünde yürüdüğüne
    ay'ı ortasından ikiye böldüğüne
    ölüleri dirilttiğine inanır
    uğruna kurban olduğu şahin

    Kırmızı akıyor damarlarımızda kan
    genizlerimizi yakıyor gözyaşının tuzu
    aynı güneşle ısınıyoruz zamanın karelerinde,
    karanlığı tel tel bölen şimşeğin
    gökgürültüsünün içimize saldığı korku
    doğduğumuz mağaraları gösteriyor bize,
    bir insandan kral yapmak;kah kah kah
    birlikte oynadığımız bir oyundur yaşamak.
    * *
    6 ...
  15. 34.
  16. Yeryüzü tam bir santraç tahtasına dönüşmüştür; kuvveti ve siyaseti elinde bulunduranlar, dünyanın hemen her karesinde istedikleri taşı ileri, geri, sağa veya sola oynatıyorlar, emirlerine uymayanları da yiyorlar veya yediriyorlar...
    5 ...
  17. 35.
  18. kesfedilmeyi bekleyen oyun. zor ve bir o kadar guzel.
    4 ...
  19. 36.
  20. en uzun maçın 1950 yılında pillicin ve cernyak arasında oynanmış ve bu maç 22 saat 50 dakika sürmüştürtür. ayrıca bu maçta 191 hamlede bitmiştir.
    7 ...
  21. 37.
  22. 1972 yılında, izlanda'daki Spassky - Fischer Dünya Satranç Şampiyonası maçı, öncesindeki söz düelloları ile de ünlüdür:

    Spassky: Satranç hayat gibidir!
    Fischer: satranç hayattır!

    Ayrıntılar için kaynak: Richard Roberts "Fischer - Spassky Asrın Maçı" Bilgi Yayınevi
    6 ...
  23. 38.
  24. Zevkle oynanabilecek,bir sonraki,bir sonraki hamleyi düşünerek akılcı bir taktik gerektiren,zekanızı en iyi şekilde kullanmanız gereken,odaklandığında biraz da anlıyosan bişeyler yapabileceğin 2 kişilik bir oyun.Bazı kişiler satranç da mı zekayı geliştirir,öyle saçma şey mi olur alt tarafı bir oyun derler.Ancak bu insanlar satrancın S'sinden bile anlamamaktadırlar.Onların söyledikleri bir kulaktan girer diğerinden çıkar.Satrancın tadını oynayanlar iyi bilirler.
    3 ...
  25. 39.
  26. aynı zamanda;

    Aruzun (müfte'ilün, müfte'ilün, müfte'ilün, müfte'ilün) kalıbıyla ve musammat gazel biçiminde yazılan şiirlere de Satranç denir. Mısraların kafiyeli parçaları alt alta dizilirse dörtlüklerden oluşan bir biçim ortaya çıkar.
    4 ...
  27. 40.
  28. sabır, zeka, taktik anlayış gerektiren ve kazandığınız zaman egonuzun tavan yaptığı ama kurtulması çok zor olan bulaşıcı bir hastalıktır.
    6 ...
  29. 41.
  30. vezir gambiti, ispanyol gambiti, bülbül yuvası gibi birçok oyun stratejilere sahip zeka, kombinasyon yeteneği, soğuk kanlılık ve sabır gerektiren akıl oyunu.
    5 ...
  31. 42.
  32. --spoiler--
    Satranç oyunundan ilk söz eden iran lı Karmanak tır (590-628). Satrancın 500 yıllarında Hindistan ın kuzey bölgelerinde ortaya çıktığı sanılmaktadır. Ancak bugünkü kurallar Avrupa da 1550 li yıllarda konmuştur. Satranç taşlarından piyon ların adı ise Fransızca dan gelir ve piyade eri anlamındadır. Meşhur şah-mat deyimi ise, Arapça dan gelir.
    --spoiler--
    7 ...
  33. 43.
  34. saçma hadis kitaplarına göre islamda yasaktır...
    7 ...
  35. 44.
  36. iyi bilen biri ile oynandığı vakit insanı rezil eden zeka oyunu... kaleleri ve veziri olmayan rakibime yenilmişliğim vardır. *
    5 ...
  37. 45.
  38. yenileceğinizi anladığınızda bile son derece şekil * bir el hareketiyle şahınızı devirip, bir nevi:"Düşman vezirinin kılıcıyla değil, kendi yüzüğündeki zehiri içerek öldürdüm şahı. " mesajını verebileceğiniz nadide oyun ya da spor.
    8 ...
  39. 46.
  40. sans vardir demenin yanlis oldugunu dusundugum oyun. satranc bir olasilik oyunu diildir. bir hamleden sonraki hamlenin olasiligindan cok etkisi, yarari yada diger taslarin onunu acip acmadigi incelenmelidir. gerceklesen hamlelerden sonra olasiliklar dusunulmemeli ileri goruslu olunup strateji belirlenmelidir. belkide turkiyenin veziri 1938de düştü. umalimki bi piyonumuz vezir olsun... (bkz: piyondan vezir yapmak)
    8 ...
  41. 47.
  42. alekhine gibi bir çirkefin dünya şampiyonu olduğu spor. ama adama şahane oynarmış, orası ayrı. ayrıca bi arkadaşın ünlü bi sözü vardı satrançla ilgili, "vezirimi vereceğime, şahımı feda ederim" gibi bir şey sanırım satrançtan pek anlamıyordu.
    5 ...
  43. 48.
  44. 32 taşla 64 karede oynanan ancak ne kadar iyi olsa da oyuncuya kendini zamanla geliştirme zorunluluğu getiren oyundur. aslolan konumsal üstünlüktür, attı fildi değil.
    3 ...
  45. 49.
  46. yenileceğinizi anlayınca şekil bir hareketle şahı devirmek yerine rakibinize elinizi uzatıp onu tebrik etmediğiniz sürece satranç oyunculuğundan satranççılığa terfi edemeyeceğiniz oyundur.
    6 ...
  47. 50.
  48. Hayatın ta kendisidir. Piyonlarıyla, kalesiyle, atıyla, şahıyla, veziriyle, özelliklede filiyle bilinmesi, oynanması gereken bir beyin oyunudur.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük