2 yıl boyunca galatasaray formasıyla 59'u lig, 8'i avrupa, 8'i türkiye kupası, 1'i de süper kupa maçı olmak üzere 72 maça çıkmıştır. bu maçlarda 22'si ligde, 3'ü avrupa'da olmak üzere toplam 25 gol kaydetmiştir. aynı zamanda 11'i ligde, 4'ü de türkiye kupası'nda olmak üzere 15 asist yapmıştır.
gol attıktan sonra sakinliğini koruyan laz görünümlü, karizmatik, türkiye'nin galatasaray ile tanıdığı tam efsane olamamış, partizanda forma giyen sırp futbolcu.
(bkz: 1990 2000 arası top koşturmuş karizma futbolcular)
ligimize gelen en kötü yabancı futbolcular kategorisinde yer almış futbolcu. bunu yazanlar da iliç'ten kuyruk acısı olanlar. 16 dakikalık efsane şampiyonluğun olduğu sene görevini gayet iyi yapmıştır ve takıma bir çok maçta 3 puanı kazandırmıştır. heyt be, keşke o ruhu taşıyan futbolcular şimdilerde olsa.
attığı gollerin %80i aynı olan faydalı futbolcu. araya girer, plaseynen köşeye bırakır efenim. ayrıca tek vuruşta ve kaleciyle karşı karşıyayken de çok başarılıdır.
iyi oyucudur, hoş oyuncudur, beyefendi bir insandır lakin, düz bir oyuncudur. gol atar, asist yapar lakin düz bir oyuncudur. taraftarları sever, taraftarlar onu sever lakin düz bir oyuncudur.
şu an ael 1964 diye bir yunan takımda oynayan 22 numaralı aslanımız. 77 doğumlu. 2005 ve 2007 yılları arasında galatasaray'da oynadı, 71 maçta 27 gol attı. güzel insandı.
`
fenerbahçe`'nin denizli'de bıraktığı şampiyonlukta zıp zıp zıplamış, gülümsetmiş futbolcuydu. o takımdaki en sevdiğim adamdı.
sürekli çıkartılma stresiyle oynardı. kendisi de dile getirmişti bunu. elinden gelenin en iyisini yapar, golünü atar ama sevinmez, kulübeye bakardı genelde. yüz ifadesi o kadar garipti ki ''üzmeyin lan şu çocuğu artık, verin topu azıcık oynasın'' dedirtirdi. neyse ki o bildiğin 30 yaşında adam. mahallenin küçük çocuğu görünümü olsa bile.
ortaya koyduğu rakamlar, yaptığı iş hiç küçük değilken hiç değer görmedi. el üstünde tutulması gereken takımdan gönderildi.
insan ister istemez inanmak istiyor gerets ve iliç'in galatasaray maçlarını izlediğine. belki izliyorlardır lan. sevinip üzülüyorlardır. zıplıyorlardır falan. yine tırnaklarını yiyordur ilic. gayet cimbomluydu onlar. (en azından bence)
takıma gelince; hamburg'a salak sapık elenen takımdan iyiydi trömsö'ye elenen takım. yıldızımız yoktu şimdiki gibi. ama haldur huldur saldıran bi' takımdı. 3-0 geriye düştüğü liverpool maçında rakibi kendi sahasına gömebilirdi. 85'den sonra 2-3 gol atıp maç çevirebilirdi. yaptı bunları. sahadan ayrılırken alkışlamıştı liverpool taraftarı. biz de gurur duymuştuk. çünkü 96 ruhunu anımsatan tek dönem odur hala.
galatasaray taraftarının çok sevdiği futbolcu. son 5 yılda kewell ve baros'la birlikte galatasaray'ın aldığı en iyi yabancı oyunculardan. ama nasıl zamanında hagi'nin petre, bratu vs. gibi oyuncular dururken sağ bekimizin olmadığı bir dönemde önce prates'i göndermesini anlayamadıysam; adnan polat ve o dönemki teknik ekibin carrusca gibi hiçbir işe yaramayan birinden önce sasa ilic'i göndermesini de anlayamadım. vardı heralde bir bildikleri ama lincoln'ünden elano'suna hiçkimse onun yapabildiklerini yapamadı. keşke bir kez daha rakip takım formasıyla da olsa sami yen'e gelse de yine sasa ilic oleeeey diye bağırsak.
galatasaray formasıyla elinden geleni yapmış olan 2 sezonda yaklaşık 25 gol atan 22 numaralı futbolcu.tekrar türkiye'ye gelmesini o kadar istiyorum ki.
hakan şükür ve tayfası **** tarafından yugoslav olduğu için yenmiş futbolcudur.
gol sevincinde yanına koşmayarak, adam yugoslav milli takımında oynadığı sürece takımın frikikçisiyken sabriden sıra bırakmayarak, kendisini yırtarken mecbur kalmadıkça pas atmayarak bi güzel takımdan dışlamayı başarmışlar, hocaya, yönetime ve seyirciye karşı antipatik hale getirmişlerdir.
malesef ki değeri sonradan anlaşılan, sudan ucuza salzburg takımına satılmış olan oyuncudur.