eski türk filmlerinde sanatçıların saçlarına ani şoklar neticesinde 'aklar' düşerken günümüzde sanatçıların sakallarına şerefsizlikten karalar düşüyor. devir hızla değişiyor üstadım, değişime ayak uydurmakta zorlananlardanım.
benim teorime göre sebep gayet basit.kılları vücudun belli bir bölgesinden kesmek ve yanağa yapıştırmak suretiyle sakal yapmak istenmiş ve bu sonuç ortaya çıkmıştır.doğal sakal yapalım derken...
"Saçlarını boyayabilirsin sarıya, lakin; göğüs uçların asla olmaz pembe" gerçekliğinin, tıpkı bir tsunami gibi, okuyan boyasaçlıyı derinden sarsarak, gerçeklerin gün gibi su yüzüne çıktığı şimdiki anın tarifi.
türk dizi tarihinin ne derece geliştiğinin ve kendini aştığının kanıtıdır, salak saçma deterjanlardan reklam alırkende bu kadar düşünüyorlarmı diye merak ettim şimdi.