yenilmeden önce, sevgiliyi ve etrafındaki insanları düşünmek gerekir. yedikten sonra toplum içine bir müddet çıkmaması diğer insanları oldukça mutlu edecektir (hele taksici kardeş evet sen! o neydi birader ya)...
üçüncü hafta ve parmağımı burnuma yaklaştırdığımda halen sarımsak kokusu geliyor. hiç sigara kullanmadım. burnum iyi koku alır. peynir soğanlı cips gibi kokuyor. ton balıklı makarnaya sarımsak eklerken deneyeyim dedim. koku geçmedi. bundan önce de denemiştim ama koku bu kadar sürmemişti. bu hakiki sarımsak sanırım. koku parmaklarıma işledi. yoğunluğu azalmış durumda umarım tamamen geçer.
Antep-Maraş yolundan baharda geçenlerin aniden karnı acıkır. Yörenin yabancıları Zihnin insana oynadığı bu oyunu ilkin farkedemez. Yol kenarındaki yeşillikler meze gibi görünür. Hani imkan olsa yoğurt döküp hart Hurt yiyesin gelir. Kenara park etmiş bir pikabın arkasına dikilmiş rüzgarda kıpraşan bir sarı kartonun üstüne özensizce yazılmış "tazi sarmisak" yazısını görünce farkedersin. Göz alabildiğine uzanan bir sarımsak tarlası.
mutfakta doğrarken-ezerken, salatalarda soslarda gayet de güzel kokuyor aslında. en azından ben seviyorum.
asıl sorun yedikten sonra başlıyor. bir de birden fazla kişi hemen hemen aynı şekilde yemişse birbirlerinden rahatsız olmaları gibi bir durum ortaya çıkmıyor.