sözleriyle yüreğinizi 12'den vuracak olan, tarif edilemeyecek kadar güzel olan barış manço şarkı. o kadar derin ki şarkıda anlatılanlar.. şimdi artık böyle şarkılar yapılmıyor.
hayatın ne boş olduğunu, her şeyin yalan üstüne kurulu bir düzen olduğunu anlatmış barış abi. tüm yapılanların yazıldığını, kaydının tutulduğunu ve günün birinde hepsinin hesabının sorulacağını vurguluyor. ne kadar güzel.
yaz dostum,
bir dünya ki haklı haksız karışmış
boşa koysan dolmaz
dolusu alır mı?
almaz barış abi, almaz elbette. sarı çizmeli mehmet ağa bir gün öder elbet hesabı.
Barış Manço'nun 1979'da meşhur ettiği Sarı çizmeli Mehmet Ağa gerçek bir insandır.
Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmemekle birlikte 1810 civarında doğduğu 1920'lerde öldüğü tahmin ediliyor. 110 yaşına kadar yaşamış, davudi sesli, çevresine korku salan beyaz tenli dev bir türkmen imiş.
Anadolu'dan Kıbrıs'a beş kardeş gelmişler. Karaman kökenliler. Sarı Çizmeli zamanın meşhur ve zengin ağası, 3 bin dönüm toprağı varmış. Kavgalıları barıştırır, bekarları evlendirir, eşyalarını düzer, ev verir ve en az da bir dönüm toprak bağışlarmış. Fakir fukara bir kahvehaneye, meyhaneye veya lokantaya gittiğinde para ödemez, yer içer tüm hesapları Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'ya yazdırırmış. Kendi gibi gönlü de zengin bu ağa malını mülkünü hep başkalarının hesabını ödeyerek harcadığından, yokluk içinde olmasa bile parasız pulsuz ölmüş.
Sarı Çizmeli aynı Manço'nun dediği gibi güzel sevmeyene adam denir mi ilkesini takip edermiş. Çok çapkın olduğu rivayet ediliyor. O dönemde cıraların yani rum kızlarının sarı Çizmeli mehmet Ağa'dan çocuk yapıp mirasına ortak olmak istedikleri akraba ve torunları tarafından hala dillerde sakız.
KKTC'nin ünlü tarihçisi Nazım Beratlı, Sarı Çizmeli öyküsünün tipik bir Türkmen kültür öğesi olduğu görüşünde.
Kıbrıs'a iki dala halinde türkmen göçü yapılmıştır. 1699 ile 1745 yılları arasında Karaman kökenli Kiselioğlu Obası'nın bir kısmı ege'ye, bir kısmı gemilerle Kıbrıs'a gönderilmiş. Böylece öyle anlar oluyor ki kardeşlerden biri Kıbrıs'a giderken diğeri Bey Dağları'na gidiyor. Bu durumda Saruhan yani Manisa ve civarındaki gelenekler ile Kıbrıs'taki gelenekler,özdeyişler birbirinin aynı oluyor.
1971 yılında Barış manço'nun fırtına gibi estiği yıllarda, barış manço Kıbrıs'a konser vermeye gelir ve Sarı çizmeli Mehmet Ağa'yı bu konser sırasında Kıbrıslı türklerden duyar. Bu hikayeden yola çıkarak yazdığı şarkı 1979 yılında ortalığı yıktıktan sonra Manço 1982'de tekrar adaya gelir. Bu defa yanında kameramanlarıyla... Sarı Çizmeli'nin akrabalarıyla buluşur. Mezarını ziyaret eder ve yeni bir mezarın yapılmasına katkıda bulunur. Şimdi Mehmet Ağa'nın Göçeri Köyü'ndeki mezar taşında "Barış Manço ile bütünleşen Sarı çizmeli Mehmet Ağa. 1800'lü yıllar. Ruhuna Fatiha" yazmaktadır.
kurbanın tam anlamıyla b*k ettiği parçadır. kurbandan önce rahmetli Barış mançolu orjinal versiyonunu dinleyip 2'si arasındaki farkı bariz bir şekilde anlayacağınız aşikardır.
#3185634 kendi kendisine hosgeldin demek zorunda kaldigi icin ecayip heyvanlara benziyirsen i bana kınatan hosgelmiş yazar. trabzonsporlu olması kuvvetle muhtemel.
barış manço'nun süper ötesi şarkılarından bir tanesi. kurban da bu şarkıya çok güzel cover yapmıştır. sözleri şöyle;
yaz dostum,
güzel sevmeyene adam denir mi?
yaz dostum,
selam almayana yiğit denir mi?
yaz dostum,
altı üstü beş metrelik bez için
yaz dostum,
boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?
yaz tahtaya bir daha
tut defteri kitabı
sarı çizmeli mehmet ağa
bir gün öder hesabı
yaz dostum,
yoksul görsen besle kaymak bal ile
yaz dostum,
garipleri giydir ipek şal ile
yaz dostum,
öksüz görsen sar kanadın kolunu
yaz dostum,
kimse göçmez bu dünyadan mal ile
yaz tahtaya bir daha
tut defteri kitabı
sarı çizmeli mehmet ağa
bir gün öder hesabı
yaz dostum,
barış söyler kendi bir ders alır mı?
yaz dostum,
su üstüne yazı yazsan kalır mı?
yaz dostum,
bir dünya ki haklı haksız karışmış
boşa koysan dolmaz
dolusu alır mı?
yaz tahtaya bir daha
tut defteri kitabı
sarı çizmeli mehmet ağa
bir gün öder hesabı.
ayreten beşinci nesil bir yazarmış. hoş gelmiş sefalar getirmiş.
olay şöyle gelişir; birisi bizim garajın arkasına arabasını park etmiştir, babamın da işi vardır arabayı garajdan çıkartamamaktadır... komşulara sorarız bu arabanın sahibi sizde mi vs şeklinde kimseden ses çıkmaz... sonra bizim karşı komşu onur abi gelir, "abi arabayı itelim" der... ve olaylar başlar...
onur abi: mustafa abi itelim arabayı.
babam: ya ileri geri yaparsak yavaş yavaş iteriz... araba viteste ya... yavaş yavaş kıpırdatalım...
onur abi: paleface hadi lan giy ayakkabılarını da gel...
ben: tamam abi.
arabayı iteriz.
onur abi: mustafa abi bu arabanın sahibi kim?
babam: * ne bileyim oğlum ben, sarı çizmeli mehmet ağa!
aradan 5 saniye geçmeden köşeden bir adam döner. başında bere, ayaklarında sarı renkte çizmeler vardır...
onur abi: mustafa abi arabanın sahibi geliyo.
babam: nerde?
onur abi: işte abi...
babam: birader araba senin mi?
sarı çizmeli mehmet ağa: evet.
onur abi: abi senin adın ne?
sarı çizmeli mehmet ağa: mehmeeet?!?
onur abi-ben: muehhahheueusasa *
ben: abi bir imzalı resmini alabilir miyim?
sarı çizmeli mehmet ağa: ?!?
onur abi: tamam abi... ya garajın önüne park etmişsin de çıkamadık ittik arabayı.
sarı çizmeli mehmet ağa: ya arkadaş ben balıkçıyım. burada ağ ören bi adam varmış onu aramaya gittim de...
babam: birader 2 sokak arkada balık ağı ören biri vardı oraya bak bakalım.
sarı çizmeli mehmet ağa: eyvallah sağolun.
babam: sen sağol.
adam gittikten sonra;
onur abi: ya mustafa abi doğruyu söyle sen adamı tanıyo muydun?
babam: yooo...
onur abi: e nerden bildin sarı çizmeli mehmet ağa olduğunu
ben: puhouhnahhaa *
babam: gırgır geçmeyin lan... zaten geç kaldım...
sonuç: sarı çizmeli mehmet ağa antalya yöresine yaşamakta olup, balıkçılık ile uğraşmaktadır. esmerdir, boyu 1,65-1,68 civarındadır. ayrıca renault broadway marka otomobili bulunmaktadır... bakışları da biraz alıktır. fotoğrafını çekemedik ancak; robot resmini çizdirebilirim.