hüsnü o klarneti bir gün ferhat'ın kafasında kırdığında oldukça ''sıcak'' anların yaşanabileceği program, hiç bitmeyecek izlenimi veren yapay sohbetleriyle, izleyicilerinin ekran karşısında ayılıp bayılmasına sebep olabilecek bir kıvamda devam etmektedir.
not; ''sarı'' yı denk getirebilecek bir yazı akışı sağlayamadım özür dilerim.
yaz akşamlarının en keyifli saatlerini yaşatan programdı. hüsnü şenlendirici'nin o klarnetinden çıkan eşsiz nağmelerle birlikte içkiyi yudumla mutluluğunu yaşatırdı. ama ne yazık ki kanalların manyakçasına dizi çılgınlığı içine girmeleri sonucu böyle bir programı önce gecenin 1'ne başlatmayı daha sonrasında 2 haftada bir yayınlamayı ve en sonunda tamamen harcayıp yok etmeyi başardılar.
Yaşar kemal'in 22 kısa öyküden oluşan ve yapı kredi yayınlarından çıkan kitabıdır..ilk baskısı 1952 yılında varlık yayınlarından çıkmıştır ve birçok dile çevrilmiştir..kitap farklı zamanlarda yazılmış öykülerin bir araya toplanış biçimi ile ortaya çıkmıştır..
kitaptaki öyküler genellikle çukurova ve çevresinde yaşanmaktadır..anadolu halkının çilesini, yaşama karşı mücadelesini anlatmaktadır...adından da anlaşıldığı üzere öyküler kavurucu bir sıcak iklimin üzerine temellendirilmiştir..kitaptaki betimlemeler abartısız fakat bir o kadar da gerçekçidir ki bize o sahneyi, anı tam anlamı ile yaşatmaktadır..yoksulluk, sefalet, insana verilen değer, yakıcı sıcak, ölümüne çalışma, yorgunluk gibi durumlar kitapta işlenmiştir..toplumdaki sosyal eşitsizlikte etkileyici bir biçimde gözler önüne serilmiştir..kitaptaki dil yalın ve herkesin anlayacağı biçimdedir..diyaloglarda sık sık yöre dili kullanılmış ve bu da kitaba ayrı bir renk katmıştır..ayrıca öykülerde sık sık tekrar edilen kelimeler de görülmektedir..
ah, bu program bu akşam zülfü livaneli'yi konuk etmiş, karlı kayın ormanında, özgürlük, leylim ley gibi türkülerle kadıköy'ümü, baba kokusunu, çoçukluğumu hatırlatmıştır! koltukta dinleyerek uyuyakalınan türküleri... ne zaman bıraktım bu türkülerimi, çocukluğumu?
isminin aslında sarı kırmızı olarak düşünüldüğünü, ama fanatizmden uzaklaşmak için kırmızı yerine aynı hissiyatı uyandıracak -sıcak-ın seçildiğini düşünmekteyim. hüzün ve neşe gibi; ferhat göçer hüzün kısmını, hüsnü şenlendirici ise kırmızı kısmını oluşturmakta klarnetiyle. ne kadar hüzünlü de çalsa, klarnetin doğası sebebiyle olsa gerek, akıllara hep o sulukule hareketliliğini, umut kıpırtılarını çağrıştırmakta.
bizlere ibrahim tatlıses şarkılarını diğer müzisyenlerin söyleyemediğini bir kere daha göstermiştir ayrıca. bengü, ferhat göçer, hüsnü şenlendirici üçlüsü de bu akşam yalnızım dostlarımı söylemiş ve bu kuramımı tasdiklemişlerdir. durmadan albüm çıkartan ibovari türkücüler hala denemekteler bu formülü ama bir duygu, bazen neşe, bazen bir tını eksikliği sebebiyle başarılı olamamaktalar, iyi ki de olamamaktalar. demek ki magarada doğmanın da insana kattığı bazı değerler varmış.
pişmanlık editi: çok pis sallamışım be, kendimden utandım valla. yazıklar olsun bana!
son edit: bu yazımızda nasıl enrty sıçılırın en iyi örneklerinden birini vermiş bulunuyorum. çok iddialıyım bu konuda da, ve "ben daha iyisini sıçana kadar en iyisi bu" gibisinden bir uyarlamayla bu bahsi burada kapatıyorum. bravo bana.
ferhat göçerin opera tekniğini kendi sesiyle harmanladığı iğrenç sesi ve kendisi olmasa daha iyi olur dedirten,hüsnü şenlendiricinin de artık baymaya başladığı kesin olan **,hüsnü şenlendirici'nin müzikal kalitesiyle bağdaştıramadığım bir sunucu hüsnü klişesi daha
ferhat göçerin sesinin hüsnü şenlendiricinin klarnetiyle buluştuğu programdır. adı gibi sıcaktır. 27 temmuz tarihli programın konukları deniz seki ve yavuz bingoldur. yavuz bingol yorumunun yanı sıra sazıyla da katılmıştır.
her tür şarkıyı çok iyi yorumlayabilen kişiler programda yer almaktadır her hafta.
izlenmesi tavsiye edilir.
hüsnü senlendirici'nin klarneti ve ferhat göçerin muhtesem sesiyle oldukça kaliteli bi program. hosça vakit gecirebilirsiniz. tavsiye edilir ( o kadar gereksiz program var ki.. ooh be! kaliteli programlar da yapilabiliyormus dedirten program.)