günlerdir etrafimdaki herkesin bir şekilde kıyısından köşesinden bahsetmesine ragmen tam olarak dinleyemediğim ve işin garibi bunu eksiklik gorup merak etmediğim şarkı.
sarı ayrılık demekmiş.bu şarkıdan sonra anlamını değiştirmeyenin aklına şaşarım.ayrıca uykulu gözlerle rüyasınsan dönen ve çiçek pazarına uğramış sewgiliyi yer yer bitiririm.
bu şarkıyı ilk defa dinleyen insanın hemen sevgilisini arayası ve ona sarılası gelir.Sevgilisi olmayanların ise boş yastığa sarılıp bu şarkıyla uyuyası gelir.duygu olarak son derece duygu yüklü bir parçadır.
(bkz: sözlük bana karı bul lan allahsız)
kış mevsiminde türkiye de bulunan bir çiçektir zira çiçekçiye gidip 'abi bana sarı lale ver'dediğinizde kışın gel cevabını almanız kuvvetle muhtemeldir.şarkıyı dinleyip gaza gelmenize gerenk yoktur.
üstünden henüz bir kaç ay geçtikten sonra geri dönüp bakınca asla bir efsane olamayacağı görülen bir mfö şarkısıdır. anı yakalamıştı doğru ama yarına kalamadı...
yıllar yılı punk, metal, hardcore vs. nin dibine vurup, hatta abartıp, olayı 'limp bizkit'i türkiye'ye ben getirdim!' e kadar vardıran kardeşin, evde kendi kendine 'uykulu gözlerleee döndüm rüyaağmdaağn' şeklindeki içli sesi ile bu şarkıyı mırıldandığının farkına varıldığı andan itibaren 3 gün 3 gece olayı herkese anlatıp kardeşin tefe konup oynatıldığı, ancak bu şarkının radyoda, televizyonda her duyulduğunda artık çok uzaklarda olan dallama kardeşin akıllara düşüp, hüzünlenilip, duyguların sel olup aktığı, kısacası tarafıma çok fazla anlamlar ifade eden güzel mfö şarkısı.
arabaya her bindiğimde açtığım şarkı. belki 500 oldu. insan bir şarkıdan bu kadar mı sıkılmaz. alkışlar mazhar'a.
abilerin nasıl keyifli çaldıklarına bir bakar mısınız;
sevgilinin sanki içine doğmuş gibi elleriniz avucundayken bi anda kalkıp müzik kutusunda bu şarkıyı seçmesidir.ilişki biter giden pişman olur dönmeye çalışır ama verilen sözler unutulmuştur.giden dönemez...