--spoiler--
Konuşmasının sonundaki bayrak konusundan önce Baydemir, Peki demokratik müreffeh bir Türkiye nasıl olacak diye sorduktan sonra devam ediyor; Özerk Doğu Karadeniz olacak, Özerk Orta Karadeniz olacak, aynı zamanda Özerk Kürdistan olacak Sonra özerkliği anlatıyor: Demokratik özerklik projesinde TBMM var. Asla buna bir itiraz yok. istiklal Marşı okunmaya devam edecek. Türk bayrağı Türkiye'de dalgalanmaya devam edecek buna da hiçbir itirazımız yok. Ama bununla birlikte her bölgede, bölgesel parlamento olacaktır. Bu bölgesel parlamentolardan bir tanesi de, Kürdistan Bölgesel Parlamentosu olacak.
--spoiler--
bir köpek hav hav demiş.
ay yıldızlı bayrağımız dururken senin çaputun niye dalgalanacakmış. her imkanından köküne kadar faydalanıyorsun da (belediye başkanı oluyorsun, maaşını yiyorsun, maşallah dilin de pabuç gibi) tepende dalgalanmasına mı bozuluyorsun. ha sarı kırmızı yeşili madem bu kadar seviyorsun vasiyetine yaz kefenin o renk olsun. *
içine köpek işeyesi bir durumdur, bu proje ermeni- israil - abd müttefiklerine aittir, yazımın başında sözü gecen köpek bunların ve bunlara inanan kara cahillerin de üzerine tek tek işemelidir.
Şunu herkez bilmeli artık, bu memleketin rüzgarı o bayrağı dalgalandırmaya tenezzül etmez.
Buna kimsenin gücü yetmez.
Dileriz zamanı geldiğinde direklerde dalgalanan bizzat siz olursunuz inşallah bay demir.
(Asıldığı direğin dibine köpeğimi işetmessem ne oliim)
1-bayrağınız olması için millet olmanız gerekir, siz millet değilsiniz.
2- bayrak bağımsızlık sembolüdür, bağımsızlık hayali kuruyorsanız ancak hayallerinizde kalır,
3- bayrak kutsaldır, siz o bez parçanızı bebeklerin kanıyla kirlettiniz.
4- hepimizin malumudur ki sizin bayrağınız aslında amerikan bayrağıdır, ermeni bayrağıdır.
5- bu ülke tarihte türktü, şimdi de türktür ve ebediyen türk olacak kalacaktır, bu kutsal vatan toprakların da yalnız ve yalnız hilal ile yıldız dalgalanacaktır.
son söz... senin gibilere tek söz vardır diyecek, hadi ordan, hadi ordan.
özerklik, sınır, bayrak, dil... sevgili kardeşim benimle aynı üniversitede okuyup aynı yurtta kalabiliyorsun, babamın dükkanının yanında dükkan açabiliyorsun, benimle aynı hastaneye gidiyorsun daha neyin eşitliği neyin bayrağı bu? hadi gel çizelim sınırları paşa paşa dalgalansın bayrağınız(!) ancak artık istanbul a pasaportsuz vizesiz giripte iş kuramayacaksın efendi. elektrikmiş, suymuş, eğitimmiş, hizmetmiş nereden bulursan, kısmet. baştan yarat kendini hadi hadi... sen sadece onun bunun dolduruşuyla bu canım vatandan sürekli şikayet etmeyi bilirsin. bayrak, "dalgalansa ne olur" denemeyecek kadar kutsaldır ayrıca. işte sevgili kardeşim senin o bayrak dediğin dalgalansa bunlar olur! lafla peynir gemisi yürümez. inan bu durum sizin hiç işinize gelmez.
çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
hakkıdır, hakk'a tapan milletimin istiklal.
ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
hangi çılgın bana zincir vuracakmış? şaşarım!
kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. ulusun, korkma! nasıl böyle bir imânı boğar,
'medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın,
kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
cânı, cânânı, bütün varımı alsın da hudâ,
etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
o zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
her cerîhamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım;
fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
o zaman yükselerek arşa değer belki başım!
şunun gibi bir mısra yazılamayacak bayrağa bayrak denmeyeceği için, ijbişey olmaz.
"Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!"