Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamaya başlaması ve Anadolunun Moğol istilasına uğramasından dolayı sayısız Türkmen boyları Batı Anadoluya doğru göç etmeye başlamıştır. Dolayısıyla burada bulunan Bizans şehirleri Türkmenlerin eline geçmeye başlamıştır.
Saruhan Bey hakkında kaynaklar çok yeterli değildir. Buna rağmen hâkim olan görüş Saruhan Beyin Harzemşahlara mensup emirlerden birinin soyundan geldiğidir. II. Mesudun ümerası arasında bulunan Saruhan Beyde uç bölgelerde faaliyetler göstermeye başlamıştır. 1300lü yılların başında Manisa yöresinde birtakım bölgeleri ele geçirmeye başlamıştır. Kıyı ucunda görülen bu Türk faaliyetlerine karşı Bizans imparatoru II. Andronikos, Batı Anadolunun önemli bir askeri merkezi olan Manisaya paralı asker olan Katalanlar ile birlikte oğlu IX. Mihaili gönderdi. Bunun üzerine Saruhan Bey Manisayı kuşatma almıştır. Bu kuşatma karşısında Bizans ordusu Edremite çekilmiştir. Katalan kuvvetleri ile Danya Kalesinde savaşan Saruhan Bey, bu savaşta zaferi elde edememiştir. Katalanların bölgeden çekilmesinden sonra hücumlarını arttıran Saruhan Bey, 1308 yılına kadar Manisa civarındaki kasaba ve köyleri fethetmiştir. 1313 yılında Türklerin Leşkeriş ili (Laskaris ili) dedikleri Manisayı fethetmiştir. Manisanın fethine kardeşleri Çuğa Bey ile Ali Paşa katılmıştır.
Saruhan Bey, Manisanın fethinden sonra eski Türk devlet geleneğine uygun olarak beyliğini kardeşleri arasında paylaştırmıştır. Kendisi Ulu Bey olarak merkez olan Manisada otururken, Çuğa Beye Demirci ve yöresinim, diğer kardeşi Ali Paşaya ise Nifin idaresini vermiştir.
Saruhan Bey, yaptığı fetihlerle kısa sürede beyliğinin sınırlarını genişletmiş ve Ege sahillerine uzanmıştır. Beyliğin sınırları; doğuda Alaşehirin batısından batıda izmir Körfezine, Kuzeyde Bergamadan Güneyde Nif, Turgutlu ve Kemaliyenin güneyine kadar uzanıyordu. Saruhanoğullarının güneyinde Aydınoğulları Beyliği, kuzeyinde Karesioğulları Beyliği, doğusunda Germiyanoğulları Beyliği bulunmaktaydı. Sınır hatlarının sadece batı yönü gaza ve cihada uygun olduğu için bu yönde seferler yapmışlardır. Bu nedenle Saruhan Bey denizciliğe önem vermiş ve donanma kurmuştur. Foça, Sakız ve Naksosdaki Cenevizlileri vergiye bağlamıştır.
1329 yılında, Bizans imparatoru III. Andronikos Paleologos, Osmanlının Bizans topraklarına doğru genişlemesinden dolayı Orhan Gaziye karşı Saruhanoğullarının ve Aydınoğullarının yardımını istemiştir. Bu ittifak her ne kadar Orhan Gaziye karşı kurulmuş gibi gözükse de Aydınoğullarının ve Saruhanoğullarının beyliklerini kurduktan sonra Osmanlı ile hiçbir olumsuz durum yaşamaması bu ittifakın Latinlere karşı kurulduğunu göstermektedir. Nitekim anlaşma olmasına rağmen Umur Bey, Sakıza hucüm etmiştir. Bu hareket bize ittifakın Osmanlı karşıtlığından dolayı değil de beyliklerin çıkarları doğrultusunda yapıldığını göstermektedir.
Geliboluya saldıran Aydınoğulları ve Saruhanoğulları pek çok ganimet ve esir elde ederek geriye dönmüşlerdir. Seferde de görüldüğü gibi Osmanlı ile bir çatışma gerçekleşmemiştir. 1335 yılında ise müttefik olan Aydınoğulları ve Saruhanoğulları Mora üzerine sefere çıkmıştır. Bu iki beylik 270 gemilik bir filo ile donanma oluşturmuştur. Sayısız ganimet ve esir elde edilen bu seferde Saruhan gemilerine Saruhan Beyin oğlu Süleyman Bey kumanda etmiştir.
1335te Foça valisi Dominik, Midilliyi zapt ederek Saruhanoğlu Süleyman Bey ile birçok adamını hile ile esir almıştır. Ardından bağımsızlığını ilan ederek Bizanslılara karşı ayaklandı. Bizans imparatoru III. Andronikos, valiyi cezalandırmak için Foça önlerine gelerek şehri kuşatmış fakat başarılı olamamıştır. Bunun üzerine müttefiki olan Saruhan Beyden yardım istemiştir. Saruhan Bey esir halde olan oğlu Süleyman Bey ve arkadaşlarının teslim edilmesi şartı ile yardım edeceğini bildirmiştir. Bizans imparatorunun şartları kabul etmesi üzerine Saruhan Bey kuvvetleri ile Foçaya gelerek kuşattı. Kuşatma beş ay kadar sürdü fakat kale bir türlü düşürülemedi. Bu durum üzerine imparator, müttefiki Aydınoğullarını da yardıma çağırdı. Aydınoğlu Umur Bey donanmasını yardıma göndererek bir kısmını Saruhan Bey emrine, 24 tanesini de imparatorun emrine vermiştir. Foça valisi Dominike karşı Bizans imparatorluğu, Saruhanoğulları Beyliği ve Aydınoğulları Beyliğinden oluşan bir ittifak ortaya çıkmıştır. Bu müttefik ordusu deniz savaşı yapmak istedi fakat Dominik buna yanaşmadı. Bu durumdan sonra kuşatma uzadı. Sonunda imparator, Dominik ile anlaşarak Süleyman Bey ve adamlarını serbest bıraktırdı.
III. Andronikos Paleologos 15 Haziran 1341 tarihinde vefat ettikten sonra Kantakuzinos (Kantakuzen) ve V. ioannis Paleologos arasında taht mücadelesi başlamıştır. V. ioannis henüz çocuk yaştaydı ve naipliğini kimin yapacağı büyük bir anlaşmazlığa dönüştü. III. Andronikosun en yakın arkadaşı ve yönetimde ikinci adam olan Kantakuzen tahtta hak iddia etti. Bunun üzerine muhalifler ile Kantakuzen arasında iç savaş başladı. Bu iç savaş döneminde Saruhanoğulları Beyliği ve Bizans arasındaki ilişkiler yeniden bozulmuştur.
Bizans tahtında ki boşluktan yararlanmak isteyen Saruhan Bey, Gelibolu çevresini vurdurmak için güçlü bir filo göndermiştir fakat bir başarı elde edememiştir. Saruhan donanmasının yokluğundan faydalanan Bizans donanması ise Saruhan kıyılarına gelerek yağma ve tahripte bulunmuştur.
1342de Dimetokada imparatorluğunu ilan eden Kantakuzen, eski dostu Umur Beyin desteğini istedi. Aydınoğlu Umur Bey bu yardım talebini geri çevirmeyerek 1342 sonunda sefere çıktı. 300 gemi ile Kantakuzene destekte bulunan Umur Bey kışın gelmesinden dolayı geri döndü. 1343te tekrar Trakyaya gitti, Selaniki yağmaladı. Ancak Haçlı donanması Aydınoğullarını yenip 28 Ekim 1344te izmiri ele geçirdi. Bizans donanmasının Saruhan kıyılarını vurması, Umur Beyin Haçlı donanmasını yenilmesi ve izmiri kaybetmesi Saruhanoğulları Beyliğinin denize açılma imkânını daralttı ve ekonomik bir bunalıma sürükledi.
izmiri ve donanmasını kaybeden Umur Bey kara harekâtını düşündü ve Saruhan Beyin topraklarından geçmek üzere izin istedi. Saruhan Bey ihtilaflı toprakların geri verilmesi şartıyla Umur Beye müsaade etti. Ekonomik bunalımını aşmak isteyen Saruhan Bey bu sefere kendi kuvvetlerinin de katılmasını arzu etti. Kuvvetlerini Süleyman Beyin komutasına vererek Umur Beye sevk etti. Saruhan Beyin kuvvetleri ve Umur Bey Trakyaya geçerek Kantakuzen ile birleşerek istanbul önlerine geldi fakat Süleyman Bey hummaya tutularak vefat etti. Süleyman Beyin ölümü üzerine Umur Beyde geri döndü. Kantakuzende Umur Beyin tavsiyesi ile Anadoluda gittikçe güçlenen Osmanlılar ile antlaşmaya girişmiş ve bu maksatla kızı Teodarayı 1346 yılında Orhan Beye vermiştir.
Oğlu Süleymanın ölümüne çok üzülen ve arzu ettiği şartlara kavuşamayan Saruhan Bey, 1346 vefat etmiştir. Orhan Beyin Kantakuzenosun kızı Teodara ile evlenmesi üzerine imparatoriçe Anna ittifakın güçlenmesinden korktuğu için Saruhan Bey elçi göndermiştir fakat elçilik heyeti Manisaya geldiğinde Saruhan Bey vefat etmiş ve yerine ulu bey olarak oğlu ilyas geçmiştir.
Beyliğe en parlak dönemini yaşatan Saruhan Bey, aynı zamanda Manisaya bir Türk-islam şehri kimliği kazandırdı. Saruhan Beyin altı oğlu bulunmaktaydı bunlar; Temur Han, Orhan, Süleyman Bey, ilyas Bey, Devlethan ve Budak Paşa olarak bilinmektedir. Bunlardan Devlethan Demirciyi, Budak Paşa Gördesi idare etmiştir. Saruhan Bey öldükten sonra Körhane denilen bir türbeye defnedilmiştir. Saruhan Bey Döneminde beyliğe ait olarak Manisadan başka Gördes, Adala, Akhisar, Turgutlu, Karacalar, Nif, Ilıca, Kayacık, Demirci, Urganlı, Manisa, Gördek, Güzelhisar ve Tarhanyat şehir ve kasabaları bulunuyordu.