saruhanoğulları beyliği saruhan bey dönemi

entry1 galeri0
    1.
  1. Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflamaya başlaması ve Anadolu’nun Moğol istilasına uğramasından dolayı sayısız Türkmen boyları Batı Anadolu’ya doğru göç etmeye başlamıştır. Dolayısıyla burada bulunan Bizans şehirleri Türkmenlerin eline geçmeye başlamıştır.

    Saruhan Bey hakkında kaynaklar çok yeterli değildir. Buna rağmen hâkim olan görüş Saruhan Bey’in Harzemşahlara mensup emirlerden birinin soyundan geldiğidir. II. Mesud’un ümerası arasında bulunan Saruhan Bey’de uç bölgelerde faaliyetler göstermeye başlamıştır. 1300’lü yılların başında Manisa yöresinde birtakım bölgeleri ele geçirmeye başlamıştır. Kıyı ucunda görülen bu Türk faaliyetlerine karşı Bizans imparatoru II. Andronikos, Batı Anadolu’nun önemli bir askeri merkezi olan Manisa’ya paralı asker olan Katalanlar ile birlikte oğlu IX. Mihail’i gönderdi. Bunun üzerine Saruhan Bey Manisa’yı kuşatma almıştır. Bu kuşatma karşısında Bizans ordusu Edremit’e çekilmiştir. Katalan kuvvetleri ile Danya Kalesi’nde savaşan Saruhan Bey, bu savaşta zaferi elde edememiştir. Katalanların bölgeden çekilmesinden sonra hücumlarını arttıran Saruhan Bey, 1308 yılına kadar Manisa civarındaki kasaba ve köyleri fethetmiştir. 1313 yılında Türklerin Leşkeriş ili (Laskaris ili) dedikleri Manisa’yı fethetmiştir. Manisa’nın fethine kardeşleri Çuğa Bey ile Ali Paşa katılmıştır.

    Saruhan Bey, Manisa’nın fethinden sonra eski Türk devlet geleneğine uygun olarak beyliğini kardeşleri arasında paylaştırmıştır. Kendisi “Ulu Bey” olarak merkez olan Manisa’da otururken, Çuğa Bey’e Demirci ve yöresinim, diğer kardeşi Ali Paşa’ya ise Nif’in idaresini vermiştir.

    Saruhan Bey, yaptığı fetihlerle kısa sürede beyliğinin sınırlarını genişletmiş ve Ege sahillerine uzanmıştır. Beyliğin sınırları; doğuda Alaşehir’in batısından batıda izmir Körfezi’ne, Kuzeyde Bergama’dan Güneyde Nif, Turgutlu ve Kemaliye’nin güneyine kadar uzanıyordu. Saruhanoğulları’nın güneyinde Aydınoğulları Beyliği, kuzeyinde Karesioğulları Beyliği, doğusunda Germiyanoğulları Beyliği bulunmaktaydı. Sınır hatlarının sadece batı yönü gaza ve cihada uygun olduğu için bu yönde seferler yapmışlardır. Bu nedenle Saruhan Bey denizciliğe önem vermiş ve donanma kurmuştur. Foça, Sakız ve Naksos’daki Cenevizlileri vergiye bağlamıştır.

    1329 yılında, Bizans imparatoru III. Andronikos Paleologos, Osmanlı’nın Bizans topraklarına doğru genişlemesinden dolayı Orhan Gazi’ye karşı Saruhanoğulları’nın ve Aydınoğulları’nın yardımını istemiştir. Bu ittifak her ne kadar Orhan Gazi’ye karşı kurulmuş gibi gözükse de Aydınoğulları’nın ve Saruhanoğulları’nın beyliklerini kurduktan sonra Osmanlı ile hiçbir olumsuz durum yaşamaması bu ittifakın Latinlere karşı kurulduğunu göstermektedir. Nitekim anlaşma olmasına rağmen Umur Bey, Sakız’a hucüm etmiştir. Bu hareket bize ittifakın Osmanlı karşıtlığından dolayı değil de beyliklerin çıkarları doğrultusunda yapıldığını göstermektedir.
    Gelibolu’ya saldıran Aydınoğulları ve Saruhanoğulları pek çok ganimet ve esir elde ederek geriye dönmüşlerdir. Seferde de görüldüğü gibi Osmanlı ile bir çatışma gerçekleşmemiştir. 1335 yılında ise müttefik olan Aydınoğulları ve Saruhanoğulları Mora üzerine sefere çıkmıştır. Bu iki beylik 270 gemilik bir filo ile donanma oluşturmuştur. Sayısız ganimet ve esir elde edilen bu seferde Saruhan gemilerine Saruhan Bey’in oğlu Süleyman Bey kumanda etmiştir.

    1335’te Foça valisi Dominik, Midilli’yi zapt ederek Saruhanoğlu Süleyman Bey ile birçok adamını hile ile esir almıştır. Ardından bağımsızlığını ilan ederek Bizanslılara karşı ayaklandı. Bizans imparatoru III. Andronikos, valiyi cezalandırmak için Foça önlerine gelerek şehri kuşatmış fakat başarılı olamamıştır. Bunun üzerine müttefiki olan Saruhan Bey’den yardım istemiştir. Saruhan Bey esir halde olan oğlu Süleyman Bey ve arkadaşlarının teslim edilmesi şartı ile yardım edeceğini bildirmiştir. Bizans imparatorunun şartları kabul etmesi üzerine Saruhan Bey kuvvetleri ile Foça’ya gelerek kuşattı. Kuşatma beş ay kadar sürdü fakat kale bir türlü düşürülemedi. Bu durum üzerine imparator, müttefiki Aydınoğulları’nı da yardıma çağırdı. Aydınoğlu Umur Bey donanmasını yardıma göndererek bir kısmını Saruhan Bey emrine, 24 tanesini de imparatorun emrine vermiştir. Foça valisi Dominik’e karşı Bizans imparatorluğu, Saruhanoğulları Beyliği ve Aydınoğulları Beyliği’nden oluşan bir ittifak ortaya çıkmıştır. Bu müttefik ordusu deniz savaşı yapmak istedi fakat Dominik buna yanaşmadı. Bu durumdan sonra kuşatma uzadı. Sonunda imparator, Dominik ile anlaşarak Süleyman Bey ve adamlarını serbest bıraktırdı.

    III. Andronikos Paleologos 15 Haziran 1341 tarihinde vefat ettikten sonra Kantakuzinos (Kantakuzen) ve V. ioannis Paleologos arasında taht mücadelesi başlamıştır. V. ioannis henüz çocuk yaştaydı ve naipliğini kimin yapacağı büyük bir anlaşmazlığa dönüştü. III. Andronikos’un en yakın arkadaşı ve yönetimde ikinci adam olan Kantakuzen tahtta hak iddia etti. Bunun üzerine muhalifler ile Kantakuzen arasında iç savaş başladı. Bu iç savaş döneminde Saruhanoğulları Beyliği ve Bizans arasındaki ilişkiler yeniden bozulmuştur.

    Bizans tahtında ki boşluktan yararlanmak isteyen Saruhan Bey, Gelibolu çevresini vurdurmak için güçlü bir filo göndermiştir fakat bir başarı elde edememiştir. Saruhan donanmasının yokluğundan faydalanan Bizans donanması ise Saruhan kıyılarına gelerek yağma ve tahripte bulunmuştur.

    1342’de Dimetoka’da imparatorluğunu ilan eden Kantakuzen, eski dostu Umur Bey’in desteğini istedi. Aydınoğlu Umur Bey bu yardım talebini geri çevirmeyerek 1342 sonunda sefere çıktı. 300 gemi ile Kantakuzen’e destekte bulunan Umur Bey kışın gelmesinden dolayı geri döndü. 1343’te tekrar Trakya’ya gitti, Selanik’i yağmaladı. Ancak Haçlı donanması Aydınoğulları’nı yenip 28 Ekim 1344’te izmir’i ele geçirdi. Bizans donanmasının Saruhan kıyılarını vurması, Umur Bey’in Haçlı donanmasını yenilmesi ve izmir’i kaybetmesi Saruhanoğulları Beyliği’nin denize açılma imkânını daralttı ve ekonomik bir bunalıma sürükledi.

    izmir’i ve donanmasını kaybeden Umur Bey kara harekâtını düşündü ve Saruhan Bey’in topraklarından geçmek üzere izin istedi. Saruhan Bey ihtilaflı toprakların geri verilmesi şartıyla Umur Bey’e müsaade etti. Ekonomik bunalımını aşmak isteyen Saruhan Bey bu sefere kendi kuvvetlerinin de katılmasını arzu etti. Kuvvetlerini Süleyman Bey’in komutasına vererek Umur Bey’e sevk etti. Saruhan Bey’in kuvvetleri ve Umur Bey Trakya’ya geçerek Kantakuzen ile birleşerek istanbul önlerine geldi fakat Süleyman Bey hummaya tutularak vefat etti. Süleyman Bey’in ölümü üzerine Umur Bey’de geri döndü. Kantakuzen’de Umur Bey’in tavsiyesi ile Anadolu’da gittikçe güçlenen Osmanlılar ile antlaşmaya girişmiş ve bu maksatla kızı Teodara’yı 1346 yılında Orhan Bey’e vermiştir.

    Oğlu Süleyman’ın ölümüne çok üzülen ve arzu ettiği şartlara kavuşamayan Saruhan Bey, 1346 vefat etmiştir. Orhan Bey’in Kantakuzenosun kızı Teodara ile evlenmesi üzerine imparatoriçe Anna ittifakın güçlenmesinden korktuğu için Saruhan Bey elçi göndermiştir fakat elçilik heyeti Manisa’ya geldiğinde Saruhan Bey vefat etmiş ve yerine ulu bey olarak oğlu ilyas geçmiştir.
    Beyliğe en parlak dönemini yaşatan Saruhan Bey, aynı zamanda Manisa’ya bir Türk-islam şehri kimliği kazandırdı. Saruhan Bey’in altı oğlu bulunmaktaydı bunlar; Temur Han, Orhan, Süleyman Bey, ilyas Bey, Devlethan ve Budak Paşa olarak bilinmektedir. Bunlardan Devlethan Demirci’yi, Budak Paşa Gördes’i idare etmiştir. Saruhan Bey öldükten sonra Körhane denilen bir türbeye defnedilmiştir. Saruhan Bey Dönemi’nde beyliğe ait olarak Manisa’dan başka Gördes, Adala, Akhisar, Turgutlu, Karacalar, Nif, Ilıca, Kayacık, Demirci, Urganlı, Manisa, Gördek, Güzelhisar ve Tarhanyat şehir ve kasabaları bulunuyordu.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük