anadolu'da serkis diye de geçen güzel bir ermeni erkek ismi. "beyaz atlı" veya "kız kaçıran surp* sarkis" diye bilinir. yılın bir döneminde "surp sarkis orucu" dediğimiz dönemde oruç tutulur anısına.
Hastanede tedavi görürken yaşamını yitiren annesinin odasına son kez bakmak ister Sarkis. Merdivenlerden çıkarken köşede eski bir piyano görür. Daha sonra Morg, tabut ve piyanoyu birleştirerek ortaya çıkaracağı eserin ilk kıvılcımı orada, o hastanede ortaya çıkar.
Ve bu eseriyle yaratıcılığın tanımını da yapar aslında. her şey halihazırda ortadadır. görmek, diğerlerinden ayrıştırmak ve veya diğerleriyle birleştirmek... ne kadar basit. bu yüzden ne kadar da zor!
istanbul modern'deki, hrant dink'e ithaf ettiği, sergide; o piyano da mevcuttur.