insanın başına neler gelir belli olmaz şu güzelim dandik dünyada. sevgilin manyak çıkabilir, arkadaşın ibne olabilir, kazık yersin..gider bu. ama o yüzünü, gözünü sevdiminin, geceleri hayallere dalıp uyuduğun, ekmeğinde, suyunda onu gördüğün, afedersiniz ama sıçarken bile düşünen kişiler var, tanıyorum.. sevgilinin sarımsak kokması nedir efendim. hiç mi fırçalamıyorsun dişini be güzelim, hiç mi sakız, şeker yok yanında. ''ağzından çıkanı burnun kokluyor mu''?
insanın başına gelebilir tabi ki, insanız nihayetinde de bu bir olur iki olur. sarımsak manyağı, müptelası bir sevgili olmaz değil mi? hadi oldu, bakım yapsın, sakız, şeker atsın ağzına..
vakti zamanında bu sağlıklı nimeti çok seven bir sevgilim olmuştu. ilk tanışmalarda ya ben dikkat edemedim ya da o yemiyordu, kemirmiyordu. zamanla, aynı evde kalıp, dizi-film izlerken insan burnunu tıkasa, nefes almasa bile duyuyordu bu kokuyu. bir gün burnumun direklerinin kırıldığı zamana denk gelir, çekinmedim sordum;
-aşkım, ağzından çıkanı burnun duyuyo mu gözünü seveyim? çok mu seviyorsun bu nimeti?
dedim ve ağzını açıp çiğnediği sarımsağı gösterince etrafa tükürmeye başladım. hasta olan bu bünye kimi neyi öptüğünün farkında değilmiş ki, varamadım. inanmayacaksınız ama bu ilişkiyi bu yüzden bitirdim. filmde city of angels dı, düşün artık. yok yok düşünme, ne alaka bende kuramadım..
