iki çalışmada da arşivler didik didik edilmiştir, ancak bana mustafa belgeseli daha gerçekçi geldi ve takdirimi kazandı.
sarı zeybek ise osmalı devletinin sürekli her savaşı kazandığının anlatılması gibi hikayeci bir yaklaşım içerisinde, daha çok gurur okşayan.
dünyada iz bırakan liderlerin hepsinin mükemmel olduğunu zikredemeyiz önümüzde hitler, satalin, mao, gibi tolumsal lider profilleri durmakta.
kabul etmemiz gereken şey atatürk bir tanrı değildir, eleştirilebilir ve ne kadar tabu olmaktan çıkarılırsa o kadar sevilir.
buradaki fark açıklanırken, ilköğretim tarih kitaplarından edinilen bilgilere güvenip " e ama atatürk'ün gizli kalmış bi yanı yok ki, herşeyi ortada" demek herhalde eleştirenlerin bilgi(sizlik) düzeyini ortaya çıkarmaktadır.
en kısa ve basit anlatımla; atatürk'ün el yazısı ile tuttuğu not defterleri ve yazıları bugün genelkurmay arşivlerindedir. her nedense yıllardır yayınlamaktan kaçınmaktadır genelkurmay, araştırmacıların incelemesine izin verilmemektedir. atatürk'ün el yazısıyla tuttuğu ve tcmb'ye gönderdiği yazılardan ve notlardan bahsediyoruz. acaba niye ola ki? atatürk'ün herşeyi ortadadır ya, resmi tarih yazıcıları sizlere herşeyi ilköğretimde öğretmişti ya!
atatürk'ün notları şu yüzden saklanmaktadır küçüğüm, ata'nın notları arasında atatürk ilkelerine uygun olmayan yazılar çıkabilir!!! atatürk'ün atatürkçülüğe aykırı notları vardır da o yüzden! atatürk ilkeleri ve atatürkçülük derken bugün bize "anlatıldığı" ya da "yedirildiği" şekliyle bir atatürkçülükten bahsedildiğini anlamayacak kadar ahmak değildir herhalde hiç kimse.
belgeselde atatürk'ün küçük düşürüldüğü ya da yalan yanlış elekştirildiği hangi kısmı görmüş bu oratoryo atatürkçüleri anlamak mümkün değil ama "dersine çalış da atatürk'ün işaret ettiği noktaya getir ülkeyi" demeden önce geçmişi iyi anlama ve araştırma gerekliliğini kendilerine öğretmek gerekmektedir. önce atatürk'ün işaret ettiği ve ulaştırmaya çabaladığı o yüksek medeniyet seviyesine neden ulaşılamamış, atatürk'ten sonraki güruh neleri yanlış yapmış, neleri bilerek ve isteyerek manipule etmiş, atatürk'ün mirasına nasıl ihanet etmiş, ülkeyi nasıl bu hale sürüklemiş ve sonrasında atatürk'ü de nasıl kendi rezilliklerine ortak etmeye çalışmışlar... önce bunu öğrenmek gerekir. ancak bu şekilde bize öğretilmeye çalışanı değil, gerçek atatürk'ü tanır ve neler yapmak istediğini anlayabiliriz.
atatürk'ü "ilk hedefiniz akdeniz" ve "nutuk"tan ibaret sananlara duyurulur...
buradaki fark açıklanırken, atatürk'ün herkes gibi insan olduğunu(hiçbirimiz bilmiyorduk ya!) hatırlatanlara ve televole tadında yapılmış bir yorumla gizli kalmış yönlerini keşfettiklerini sananlara verilecek tek cevap şu olabilir: Atatürk'ün gizli kalmış, saklanmış hiçbir yanının olmamasıdır. Atatürk ne yaptıysa, milletin önünde bunları yapmıştır... Bir diğer konuda Can Dündar'ın özel hayatını şu an burada irdelemiş olsaydık ve kendisine mavi istiridye barında yaşadıklarını ithaf etmiş olsaydık, özel hayatını ilgilendiren bu yorumların sadece kendisini ilgilendirdiğini bir başkasını ilgilendirmeyeceğini kendisinden duyacak olmamızdır. O nedenle atatürk'ü özünde seven herkes gibi zaten bu filmden hiçkimse gocunarak çıkmamıştır... Fitili verenler ve ona karşı olanlar bu konuda ellerine güya koz almış gözükselerde, sadece laf'ta kalacak yorumlar yapacaklardır tabiki... Ayrıca yeni şeyler öğrenmek istiyorlarsa derslerine iyi çalışıp şu ülkeyi bir zahmet atatürk'ün işaret ettiği noktaya getirsinler. Burada hepimizin susup, elimizden geldiğince beynimizi hayırlı işlere ve kalkınmaya odaklayarak çalışması gerekmektedir...
Özgür beyinlerinizin atatürk'süz kalmaması dileğiyle diyorum efendim...
mustafa adlı belgeseli yapımcısı* yüzünden eleştirip sarı zeybek'i yüceltenleri gördükçe insanın bir tarafıyla gülmesine sebep olan farktır. karşılaştırma yapmadan önce sarı zeybek'in yapımcısı kimdir onu bilmek gerekmektedir...
sarı zeybek atatürk'ün yaşamını, askeri ve siyasi geçmişini anlatan bir belgeseldir. mustafa ise adından anlaşılacağı gibi atatürk'ün kişiliğini, iç dünyasını anlatmaktadır. herşey belgelidir, ortadadır... atatürk teğmen olduğu dönemde kadınlarla vakit geçirip onlara aşk mektupları yazar mıydı, içki ve sigara düşkünü müydü, cumhuriyet'in ilanından sonra gittikçe otoriterleşen bir lidere mi dönüşmüştü, korku ve telaşları var mıydı? evet hepsi gerçektir, çünkü atatürk de insandır, asıl güzel olan budur. bizden biridir... bu özellikleri ona olan sevgimizi, saygımızı azaltır mı? hayır aksine arttırır, zaten halk da o yüzden sevmişti onu. kendi içinden birisiydi atatürk, otoriterdi ama duygusaldı, liderdi ama yapayalnızdı. halk da onu yalnız bırakmamak için çabaladı hep.
peki ardından gelenler ne yaptı? atatürk'ün tam aksine, halkın içinden olmak bir yana halkın üstünde olmaya halkı aşağılık görmeye başladılar. kendilerini tabulaştırdılar, eleştirilemez kıldılar, elitleştiler. ve evet, gerçek atatürk'ü saklayıp onu da kendileri gibi göstermek istediler! belki de kendi düştükleri acizliği saklamanın en emniyetli yolu buydu. ve bugün mustafa belgeselini acımasızca eleştirenler de işte bu insanlar ya da bunların devamı, kuyruk takımıdır... fazla yırtınmalarına lüzum yoktur. az çok okuyan, araştıran insanlar hali hazırda atatürk'ü çok iyi tanımışlar, sizin anlattığınız gibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. ille de belgesele lüzum yoktur.
iki film arasında duygusal açıdan temel fark; "sarı zeybek" ruhumuzu yüceltmekte ve hislendirmekte, "mustafa" ise Atatürk'e yakışır bir final olarak (yapılmamış) olduğundan maalesef üzmektedir...
mustafa adlı belgesel filmin yapımcısı (bkz: Can Dündar)'ın dün geceki (bkz: genç bakış) adlı programında yaptığı açıklamada, mustafa belgeselinde hatalı kullanılmış sözlerinde olduğunu söylemiş olması dikkat çekiciydi...
Aynı programda, sunucu abbas güçlü'nün can dündar'ı "kollamak adına" profesör ve öğrencileri can dündar'ın tarafına yönlendirmeye çalışmasıda, programda gözden kaçmadı... Sonuç olarak; atatürk'e atıf edilerek yapılan bu 2 film arasında dağlar kadar fark bulunması ve mustafa adlı filmin atatürk'ün şanına şerefine ve güzel duruşuna yakışır bir nitelik ve kaliteden yoksun bir şekilde bitirilmiş olması hayal kırıklığı yaratmıştır...
