(bkz: geçen gün yine sevişiyoruz) ''geçen yine aynı böyle bir ortam mahsun ibo alişan izzet özcan oturuyoruz kim arasa beğenirsin vlademir putin. hatlar karışmış. neyse vılo dedim, zaten kavgalıyız, ağzını kırmayım dedim akıllı ol dedim. neyse bu tamam abi dedi, hürmetlerini iletti az sonra bi telefonda daha recep arıyor ya recep ivedik. abi bende gelim dio lan bi sktr çektim.. yürü git ibina dedim.'' falan filan şeklinde devam eden örnekleri vardır.
ayrıca bir keresinde ortaköyde telefonu açıp bağıra bağıra: ceceli mustafa napıyon lan, nerdesin.. hee bende orta köydeyim ceceli mustafa.. albüm çalışmaları falan nasıl.. yardıma ihtiyacın olursa çekinme ara ceceli mustafa..
anne: napıyorsun oğlum?
ben: hiç içiyoruz napim yani
anne: hı tamam fazla içme dikkat et
.... dıt dıt dıt
baba: niye kadının suratına kapattın ne diyor?
ben: hay amına koyim siktir et ya annemi.
-lan aşkım bişi dicem lan sana.
+merve içmesek daha iyiydi sanki.
-lan sevgilim bi ibnelik etme dur yaa.
+merve tamam ilk kez sarhoşsun da bu kadar olmaz yani ibne falan noluyoruz?
-lan piç bi sus ulan bişi diyorum mal aşkım.
+tamam ulan söyle.
-lan ben seni çok seviyorum beee. *
kortikal inhibisyonun ortadan kalkmasından mütevellit beynin dibinde ne varsa saf ve dokunulmamış haliyle söylenendir. dolayısıyla bir insan düzenli içici ya da profesyonel yalancı değilse sarhoşken yalan söylemez. söyledikleri katıksız ve sonrasını düşünmeden söylenenlerdir.
sarhojum ah sarhojum,
ölmüjüm ben, tut kolumdan,
yok yok git yanımdan,
sevdiğime ihihi gidiyorum ben,
hoyk lan gülüyorum yine, ahaaha biliyorum ihih biliyorum beni kovajak,
kovajak beni, seviyorum ya ne yapayım, seviyorum, olsun olsun sadfklcvmöds
ilişme bana ahhh"
- Hani bana "bir başkasının elini tuttuğunu düşündüğümde bile kötü hissediyorum" demiştin ya, ya artık sana sadece senin elini tutacağımı söylesem?
+ Ya Kanal D'de Hıncal Uluç var, seviyorum galiba bu adamı...
(bkz: yanlış zamanda romantizm yapan kız)
alkol kapıdır çoğu zaman kalıp bulamamış duygulara. Su düşünün bir kalıp olmazsa asla bir arada tutamazsınız moleküllerini. Ağır ağır içilir önce tadı alınarak ama kural 1 şudur; asla bir amaç uğruna oturmayacaksın o masaya. her geçen saat dakika, her geçen dakika saniye, her geçen saniye salise, her geçen salise de yarım yamalak akıllarda kalacak anmışcasına yaşanacak. sonra çıkacaksın hoşlandığım karşına ve tek bir çırpıda her şeyden önce safca söyleyeceksin:
seni seviyorum...
ne bir amaç ne bir beklenti taşıyacak. sonu önemli olmayacak çünkü ortada bir soru olmayacak. hatayı bir burada yapıyoruz insan kardeşler. niçin dilimiz hep cevap gerektiren sorular sormaya kemiksizleştirilmiştir ki?
sarhoşken bir mizah dergisi okuyorsanız ve o esnada düşünüyorsanız,
''bu adamlar haftada bi lira yetmiş beş kuruş kazanıyo. ben bile daha çok kazanıyom lan. yazık.''
eğer farkında olmadan sesli düşündüyseniz üç gün boyunca her geyikte adınız geçebilir.
sarhoşken sus pus olup köşesine çekilen insan.* bu geyikleri geç fark edebilir tabi. hatta belki çok geç fark eder. bu yüzden onu da avlarlar. ya öyle işte sözlük.
