günümüzde hala avrupalı, kültürlü olarak bilinen aciz millettir. kaldı ki parfümün keşif hikayesi de bu tür pislik faaliyetlerden gelmektedir. Duş almayı bilmeyen, tuvalet alışkanlığı, temizlik alışkanlığı olmayan bir milletin sarayında tuvalet olmaması yadırganmaz tarafımızca ki bizim saraylarımızda tuvaletlerden daha ileri, hamamlar vardı. Temiziz biz.
kabarık tuvalet giyen fransız hanımlar zamanında tuvaletlerini ayaktayken çaktırmadan yaparlarmış. kıyafetlerin kabarık olmasının sebebi de buymuş. (etrafa sıçramasın diye) topuklu ayakkabıyı da bunlar bulmuş. ee malum tuvalet alışkanlığı yok yolları bok götürüyor tabi onlara basmamak için topuğu icat etmişler. bir de şu güzel kokuları bulmuşlar. e tabi o kadar pis bi millete de bu yakışır. bu kokuları nasıl bastıracaklar yoksa! yıkanmayı da bilmezmiş zamanında bunlar. silerlermiş vücutlarını. nadiren yıkanırlarmış.
benim bildiğim kadarıyla, o zamanda, su içmek için kullandıkları şişeyle tuvaletlerini yapmak için kullandıkları şişe aynı şişe. böyle bir geçmişleri var yani.
tuvalet ihtiyacı sarayın bahçesine çıkarak değil, lazımlıklarla giderilirdi. sonrasında bu lazımlıklar sokaklara dökülürdü ki hastalıkları çoğaltan en önemli nedenlerden biri de budur. sadece fransa'da değil avrupa'nın pek çok büyük devletinde durum böyledir. bugünden bakınca tuhaf görülse de o dönemin koşullarına göre normal bir durumdur.
versailles ve louvre saraylarını yapan millettir. Saraylara tuvalet yapılmaz bunun yerine hacet giderildikten sonra pencereden aşağıdaki kişinin cinsine göre cümle başına bir mösyö, matmazel veya madam ekleyerek "gare l'eau"suya dikkat! diye bağırıp salıverirdi.