profesyonel sanat yaşamına 1978'de, henüz 18 yaşındayken başlayan ve repertuarının çok büyük bir kısmında pop-opera şarkılara yerveren değerli, adalı (bkz: ingiltere) sanatçı.
1960 doğumlu ingiliz soprano ve aktris. altı kardeşin en büyüğü. sanatçı olma sevdası küçük yaşlarda zuhur etmiş kişi. bale dersleri almış ve mükemmelmiş bale öğrenciliği esnasında. 1976'da, ilk kez dans grubu pan's people ile arz-ı endam etmiş kendileri...
2003 çıkışlı harem albümünde doğuyla batıyı şahane şekilde sentezleyen ve arabian nights ile büyüleyen ses. bir de 6-7 dk.lik bir you take my breath away söyler ki evlere şenlik. seviyorum.
fransızca parçaları ingilizce ye çevirip aynı şekilde söyleyerek eski versiyonlarından daha meşhur eden ve olduğundan çok daha güzel olduğunu sanan bayan sanatçı...
bana faşizmi çağrıştırıyor bu "sevilen sanatçı" ablamız. bi an "sevilen sanatçı" tarzı bir kalıp kullanınca kendimi elifname'nin haber textlerini yazan eleman gibi hisettim.
yine Frank Peterson prodüktörlüğünde yeni albümü Symphony gönüllerde taht kurmuş sanatçı.
1. Gothica
2. Fleurs Du Mal
3. Symphony
4. Canto Della Terra
5. Sanvean
6. I Will Be With You (Where The Lost Ones Go)
7. Schwere Träume
8. Sarai Qui
9. Storia d'Amore
10. Let It Rain
11. Attesa
12. Pasión
13. Running
karşıma geçip bana şarkı söylemeden bu dünya yı terk ettirmeyeceğim duru sesli sanatçı. sesi o kadar güzeldir ki sizi o an için melodiye göre bir yerlere(heryer) götürür.
ave maria ve jesu joy of men's desiring yorumlarının fevkalade olduğu bir sanatçımızdır.. sanatçımız diyorum, bilinir ki sanat evrenseldir.. dolayısıyla sanatçı da evrenseldir.. yani hepimizin..
ülkemizden şöyle bir yetenek, ses çıkmadı ya neyse. millet müzik yapıyorum, müzik yaşam kaynağım hayatım diyerek dolaşıyor. ben böyle insanlara gülüyorum, çünkü hiç birinin müzikten bir b.k anladığı yok. gerçekten hissetmek, acı duymak yaptığın müziğin sesiyle, sevinmek meydana çıkardığın melodilerle. şimdiki zamanların müziğinde sesler, hareketler uyumlu gitmiyor. hissederek okunmuyor. şarkının içinde ağır sözler var bunlar şıkıdım şıkıdım oynuyor. bu mu hissederek yapılan müzik. hangisi sarah brightman'in söylediği şu iki şarkıda ki duyguyu verebiliyor;
Eczacıbaşının 60. yıl etkinliklerine gelmiştir. Eczabaşı ailesi kaliteden sanattan anlar her zaman zaten. Ama kırgınım Sarah Brightman istanbul a geliyor, şehrin altın anahtarını alıyor ve ben izleyemiyorum.
hıncal uluçun çok ağır eleştirdiği istanbul konseri diğer konserlerini dvd den ve internetten izlediğimiz kadarıyla epey yavan kaldı, resmi sitesindede çok bahsetmiyordu, benim gibi taparcasına sevenlerde biraz burukluk yaşadık doğrusu. o kadar paraya çok daha iyi sahne gösterisi izlemeyi hakediyorduk öylesine baştan savma bir prova değil. genede dünya gözüyle gördük diye teselli bulmaya çalışıyoruz.