saplantı

entry63 galeri0
    38.
  1. laura lıppman ın 2010 yazımı romanı.

    hem kapağından hem de kapağın üzerinde stephen king in tavsiyesinin bulunmasından ötürü düşünmeden aldığım gerilim türünde bir romandır.
    378 sayfalık bir roman olmasına rağmen sanki iki katına sahipmişcesine insanı sıkan ve sürünen konusuna rağmen sonuna kadar gelip hayal kırıklığıyla bitirdim.
    ne doğru düzgün olay örgüsü vardır ortada ne de bir sonuç. arkasındaki özetin genişletilmiş halini sunmuş yazar.
    histeri nin yazarıymış ayrıca kendisi.
    rastlayan olursa ve çok okumayı sevmiyorsa tavsiye etmemekteyim efendim.
    0 ...
  2. 37.
  3. an itibariyle * star da oynayan film. Daha önce izlemiş biri olarak izlemenizi öneririm. Yeni girdiği iş yerinden bir iş arkadaşıyla tek gecelik bir ilişki yaşayan adamın yanlış kapıya çatmasını konu alan güzel bir film. Bir kereden birşey olmaz diyenler için...
    0 ...
  4. 36.
  5. 35.
  6. çoğu zaman yaptığımız, engel olunamayan şeydir.
    kurtulmak lazımdır ama.
    0 ...
  7. 34.
  8. 33.
  9. 32.
  10. bir insanın ayağına takılan prangadan farkı yoktur. bencil olun, yüzsüz olun mutlaka saplantılarınızdan kurtulun..
    0 ...
  11. 31.
  12. tutkulu bünyelerde bazı aşıklar saplantı haline gelebilir. egonun çizdiği sınırı her zaman geçen tutku reddedilme düzeneğine kaptırırsa gönlünü saplantı tehlike zillerini çalan zangoç olur.
    1 ...
  13. 30.
  14. bağımlılık kadar harika, düzenli, ilahi bir şey yoktur.
    bir ilerisi saplantı ise, hayata bile mal olabilendir.
    0 ...
  15. 29.
  16. ilk başta elinle ittiğin bir şeye sonradan çok aşık olabiliyor ve bu sefer o seni eliyle ittiği halde bir türlü bırakamıyorsan* bu saplantıdır aşk değil.
    1 ...
  17. 28.
  18. insan bir şeyi çok ister de elde edemezse elde edeni kıskanır, elde etmek istediği şeyi düşünür, düşünmeden kendini alıkoyamaz kendisine zarar verir hayatını olumsuz yönde etkilerse saplantı oluşmuş demektir. takıntıyla karıştırmamakta fayda vardır.
    0 ...
  19. 27.
  20. 26.
  21. fikir yada davranış temelli kurtulması zor esaret durumu.
    0 ...
  22. 25.
  23. bazen hiç önemsenmemesi gereken bir durumu bile kafaya takıp kendini yiyip bitirme durumu...
    2 ...
  24. 24.
  25. olduğun yerde, olmadığın yerde olmuş gibi görme halidir.
    0 ...
  26. 23.
  27. Düşüncede saplantı, ayrıntının ortaya çıkmasını sağlayan bir ayrıştırıcıdır. Kimyadaki ayrıştırıcılardan tek farkı ise, ayrıntıya yapışık olarak yaşamasıdır. Oysa bir kadına saplanmak, "saplantının" kendisini görmezden gelme çabası içinde istemeden uygarlaşmaktır. Saplantı, bu açıdan bakıldığında, düşünsel bir cesarettir. Hastalıklı bir kadın, nasıl bir türlü sevdiği erkeği bırakamıyorsa, saplantılı düşünce de olguların temelindeki ayrıntı noktayı öyle kavrayıp, ona sıkı sıkıya bağlı kalarak sıradışı sonuçlar üretir. Saplantı ve önyargı, birbirlerini tamamlayan ve haz prensibi doğrusunca yaşayan iki düşünme tekniğidir. *
    0 ...
  28. 22.
  29. 21.
  30. 20.
  31. hastalık belki de düşünsel bir cesaret.
    2 ...
  32. 19.
  33. sevdiğinizi dahi itiraf edemediğiniz kişinin günde otuz kere resimlerine bakıp bunu yadırgamıyorsanız saplantı haline getirmiş olabilirsiniz.
    (bkz: based on a sad but true story)
    her gece yatmadan onu düşünüp, rüyanızda görüp sabahında onu sadece rüyanızda gördüğünüzü fark edip ağlamaya başlıyorsanız saplantı haline getirmiş olabilirsiniz.
    (bkz: based on a sad but true story)
    onunla sevgili olmayı hayal etmenin onunla sevgili olmaktan daha keyifli hale geldiğini hissediyor ve ömrünüzün geri kalanını bu hayalle bitirmeyi düşünüyorsanız saplantı haline getirmiş olabilirsiniz..
    (bkz: based on a sad but true story)
    ayna karşısında elinizde aşırı iğreti duran sigara ile asla dinlemeyeceğiniz dozda acılı bir şarkı eşliğinde kendi ağlamanıza ağlayıp acınızdan ölmek istiyorsanız, bıçağı hayatınızın gözüne saplamış olabilirsiniz..
    (bkz: based on a sad but true story)

    aşk 'acıdır' derler, aşk 'acıtır' elbet ama acı olma konusunda üstad kavram saplantıdır..
    acı çektirmenin üstadıdır. saplantı haline gelen kişiyi insan putlaştırır, hayallerinde öyle büyütür ki, gerçekten o kişininde beşer olduğunu fark edince büyük bir yıkıma uğrar...
    neden bunları anlatıyorum..
    (bkz: based on a sad but true story)
    1 ...
  34. 18.
  35. kişinin bazı zamanlarda kendini iradesinin eline bırakması ya da başka bir deyişle kendi iradesine laf dinletememesi durumudur. sadece aşk konularında değildir bu. lakin, hayatın gidişatında her olayda yaşanabiliecek bir şeydir. kişinin normal zamanında - yani olaylara bakış açısını iradesinin eline teslim etmediği zamanlarda - olan bir olay için, umursamaz tavırlar takınması, hatta siktir lan, hadi ordan gibi tepkiler vermesi mümkün iken, saplantılı hal içinde bu bakış açısı söz konusu değildir.
    velakin, iyi bir şey değildir bu. kişiye bazen hayatı çekilmez kılabilir, hayatı çekilmez kılan sebepler arasında ilk sıralara yerleşebilir. uzak durmakta fayda var mümkün olduğunca.

    kargo bir şarkısında bu durumu çok güzel ifade etmiştir; "çünkü öyle, zaten öyle."
    1 ...
  36. 17.
  37. Düşüncelerin paslı çivi ile çakılmış halidir. Hastalıktır. Tetanoz gibi.
    2 ...
  38. 16.
  39. kişinin farklı bir kişiye yada farklı bir duruma ulaşma ,elde etme istegidir. örnek olarak aşk. aşk bir saplantı gibidir plotonik aşk özellikle. malak gibi bekler insan ne gider konuşur ne gider bişey yapar öylece izler durur ve zamanla takipler başlar içten içe hırslar başlar sonunda hiç anlamadan saplantı haline gelir. onun için yapılması gereken neyse sonu kaybetmek olsa bile yapılmalı ama iyice tartıp ölçüldükten sonra.
    2 ...
  40. 15.
  41. maddi veya manevi bir şeye aşırı istek duymakla beraber, o şeye ulaşılamama durumunda kendini ele veren ve bilinç altında gelişen, düşük bir olasılık olsada önceden farkedildiği taktirde önlem alınabilecek, en azından ruh sağlığı ve beyin enerjisine etkisi en aza indirgenebilecek, bu olmadığı taktirde tedavi gerektiren, psikolojik rahatsızlık.
    1 ...
  42. 14.
  43. tedavilik bir psikolojik durum.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük