insan bir şeyi çok ister de elde edemezse elde edeni kıskanır, elde etmek istediği şeyi düşünür, düşünmeden kendini alıkoyamaz kendisine zarar verir hayatını olumsuz yönde etkilerse saplantı oluşmuş demektir. takıntıyla karıştırmamakta fayda vardır.
ilk başta elinle ittiğin bir şeye sonradan çok aşık olabiliyor ve bu sefer o seni eliyle ittiği halde bir türlü bırakamıyorsan* bu saplantıdır aşk değil.
tutkulu bünyelerde bazı aşıklar saplantı haline gelebilir. egonun çizdiği sınırı her zaman geçen tutku reddedilme düzeneğine kaptırırsa gönlünü saplantı tehlike zillerini çalan zangoç olur.
an itibariyle * star da oynayan film. Daha önce izlemiş biri olarak izlemenizi öneririm. Yeni girdiği iş yerinden bir iş arkadaşıyla tek gecelik bir ilişki yaşayan adamın yanlış kapıya çatmasını konu alan güzel bir film. Bir kereden birşey olmaz diyenler için...
hem kapağından hem de kapağın üzerinde stephen king in tavsiyesinin bulunmasından ötürü düşünmeden aldığım gerilim türünde bir romandır.
378 sayfalık bir roman olmasına rağmen sanki iki katına sahipmişcesine insanı sıkan ve sürünen konusuna rağmen sonuna kadar gelip hayal kırıklığıyla bitirdim.
ne doğru düzgün olay örgüsü vardır ortada ne de bir sonuç. arkasındaki özetin genişletilmiş halini sunmuş yazar.
histeri nin yazarıymış ayrıca kendisi.
rastlayan olursa ve çok okumayı sevmiyorsa tavsiye etmemekteyim efendim.
an itibariyle starda yayınlanan filmin bu konuda hatta aynı isimle bir çok filmi yapılmıştır. izledikçe beni ürküten bu insanların varlığı çok sinir bozucu.
son sahnesinde beyonce'un lısayı yerden yere vuruşunda mest oldum diyebilirim.
izleyip yok yere gerildiğim film. sarışın hatunun ölmesi iyi oldu. (filmin sonunu söyledim lan)
zamanında o sarışın gibi bi manyağım vardı, odasına internetten bulduğu fotografımı buyutturup asıp millete nişanlım diye anlatan bir manyak. iki katı gerildim!
Genellikle yapmış olduğum ve bu hareketlerimin benden bağımsız olarak gerçekleştiğinin farkındayım. 11 yaşındayken başlamıştı. Gittikçe ilerledi. Bazen durdurabiliyor olsam da, yapmadan peşimi bırakmıyor.
Katedraller gibi korkunç,büyük ormanlar,
Siz uluyan orglar; şu korkunç yas odaları,
Hala eski hırıltılar şu yüreklerimiz
Çınlar De profindis lerimiz yankısıyla.
Sevmem seni, Okyanus! coşmanı, gümbürtünü
Ruhum kendisinde de bulur; eziklik, hıçkırık dolu,
Yenilmiş insanın acı gülüşünü
duyarım denizin kaba gülüşünde sık sık.
Şu yıldızlar olmasa, ey Gece!
Işıkları bildik bir dille konuşan, bayılırdım sana!
Tutkunum ben çünkü boş, kara, çıplak olana!
Karanlıklar öyle perdelerdir ki,
Dışarı fışkırır da gözlerimden akın akın,
Yaşar içlerinde herkeze görünmeyen varlıklar.
hastalıklı insan davranışı... bunu kenetlenmek ile karıştıyorlar bazen.. sevginin büyüklüğü insanlarının gözünü korkutur olmuş.. iki insanın birbirine kenetlenmesini saplantı olarak görenler var.. üzülüyorum bu duruma.. hadi sevmeyi bilmiyorsun ama insanlara böyle garip yakıştırmalar yapmayın kendinizce..
Bana kalırsa çoğu aşığım diyen kişinin başına gelen psikolojik bunalım hali. Şoyle ki kişi terk edildikten sonra ki evrede ilk önce bunalım ardından ego sarsintısı geçiriyor ve buna bağlı olarakta saplantı noktasına varıyor. Bir örnekle inceleim fakat bir çok takıntı saplantıya yol açar. Saplantılar ise sosyopat lığa bilettir.