arkadaş nasıl iştir anlamadım. iki taraf bilimsel argümanları ortaya koyduğunu iddia ediyor. bir taraf fosili, genetiği bilmem ne mitokondriyi gösteriyor. diğer taraf sen felsefe yapıyorsun, olmaz öyle şey diyor. elde kanıtı olmadan ben inanmıyorum diyor.
bu prof abiler bilim insanı, bilimle uğraşıyorlar. ama 'sizin görüşünüze saygı duyuyuoruz, ama biz inanmıyoruz.' diyolar. lan din mi bu inanma - inanmama boyutunda tartışıyosun. bilim la. ben de oksijene inanmıyorum arkadaş, bu da benim felsefi görüşüm.
dün akşamki bölümünü izleyince iyiden iyiye türkiyedeki üniversitelere ilim irfan (!!!) yuvalarına olan güvenimi yitirdiğim program.
şöyleki turan güven ismindeki biyoloji profesörü (!!!) bugün kriminal araştırmalarda bile kullanılan kemik üzerine kas sistemleri konularak yapılan yüz tanımlama sistemini gösterip dalga geçiyor.
adem tatlı adlı sayın profesörümüz bilimin işleyişinden bile haberdar değil kafayı felsefeyle bozmuş. sayın adem tatlı bilimde sizinde söylediğiniz üzere yapılan araştırmalar sonucunda belirli çıkarımlarda bulunulur bunların kesin doğruluğu olmamakla birlikte (bir bilim adamı olarak kesin bilginin olmayacağınıda bilmeniz gerekir) bazı çıkarımlarda bulunulur ancak bu felsefi bir bilgi değildir maddi temelleri vardır siz şimdi bununla allah yarattıyı aynı kefeye koyabilirmisiniz?
diğer ismini hatırlayamadığım bir komedi bu bide profesörmüş insanların dinozorlarla savaşabilmesi için 30 metre olması gerektiği gibi çok bilimsel (!!!) bir teori üretmiş yalnız homo sapiens ile büyük dinozorların (büyük dedim çünkü kuşlarla dinozorlar aynı atadan) çok farklı zamanlarda yaşadığından bi haber.
hep karşıt görüşü eleştirdiğim sanılmasın diğer bir konuda aslı tolun hanım efendi kendisi boğaz içi üniversitesi gibi türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde genetikçi olmasına rağmen iki kelimeyi yan yana getiremedi ve çoğunlukla gülmekle yetindi.
ergi deniz özsoy kendisi konuşmasındaki netlikten konuya ne kadar hakim olduğu görünüyor kendisi büyük bir sabırla açıklama yapmasına rağmen evrimdeki tesadüfün bildiğimiz anlamda bir tesadüf olmadığını anlatmaya çalışmasına rağmen karşısındaki sayın profesör zar at düşeş zar at düşeş diyerek aslında tesadüftende bir gram anlamadığını gösterdi zar atınca gelen sayının aslında tesadüf olmadığını fizik kurallarının bir sonucu olduğunu bilmiyor.
son olarak hasan aydın varki soyadının hakkını gerçekten veriyor. kendisi tanrının felsfik bir konu olduğunu ve pozitif bilimlerde varlığının yada yokluğunun ispatlanamayacağını çok iyi idrak etmiş. kendisi bir ilahiyatçı olmasına rağmen bilimin işleyişini oradaki sözde biyoloji profesörlerinden çok daha iyi kavramış. inançsız bir insan olarak o sözde biyoloji profesörlerinden biyoloji eğitimi almaktansa hasan aydından teoloji eğitimi almayı tercih ederim.
para versen bu kadar aptalı bir araya toplayamazsın, uğraşsan bu kadar gayrı ciddi bir şekilde evrimi tartışamazsın. teşekkür ederiz sansürsüz "antitez"!
allah belanızı versin bu halkı yanılttığınız için...
bir tartışma programının nasıl olması gerektiğini bize göstermiş olan programdır kendisi. evrim teorisini tartışıyoruz diyorsun ama stüdyodaki konukların arasında evrim teorisini savunan kişi yok. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ulan. sen zaten programdan önce konunun veya konuşulanların nereye gideceğini biliyorsun ve bunun adına tartışma diyorsun. yok böyle bişey. madem tarafını bu kadar belli ediyorsun, gizleme kardeşim. yok ben moderatörüm yok tarafsızım deyip komik duruma düşmektense açık açık belirt "benim tarafım bu, bu programın amacı da aslında evrimi tartışmak falan değil evrimcileri ya da darwinistleri de allah a inandırmaya çalışmak" de ciğerimi ye. ne de olsa türkiye'nin %99 u müslüman. dimi güntekin
program sayesinde big bang in de ıspatlandığını görmüş olduk. artık teori dememize gerek kalmadı.
saçmalardan seçmeler. evet, biraz önce sonlanan ve evrimle ilgili olan bölümü için bu tanım en uygunu olur sanırım. allah inancını bilimsel alanın içine sokarak bilim yapabileceğine inanmış garabet profesörlerin varlığı ile evrim "tartışıldı." ama ne tartışma!
"çorba kendi kendine mi oluyor" gibi 6 yaşında çocuk seviyesinde soru soran bir adam bu ülkede profesör oluyor evet. eğer bu soruyu sormak için profesör olduysanız neden sokaktaki herhangi biri değil de siz? ülkücü olmadığı için yıllarını boşu boşuna geçirmek zorunda bırakılan üniversiteli gençler geliyor aklıma. selçuk üniversitesi böyle işliyor ve ortaya çıkan bilim insanı portresi bu işte!
15 dakikada hazırlanan çorba hazırlama süreci ile milyonlarca yıl süren ve insan ömrünü katbekat aşan evrimsel süreçler arasında analoji kurabilen bir aymazlıkla "bilim" yapılmakta sevgili profesörlerimizce.
insan mükemmelmiş bunu da öğrendik. insan gözü mükemmelmiş. 7 milyon siyah-beyaz reseptör varmış. 5 ya da 9 milyon olsaydı da o mükemmel olacaktı amca! ne diyorsun sen?
insanı mükemmel gören bir profesörün bilim yapmasından bahsediyoruz. doğrudur, insan mükemmel olduğu için su altındaki sesleri duyabilir, mor ve kızıl ötesi ışınları da görür, ağırlığının 100 misli yükleri taşır. evet, farkettiyseniz bunlar farklı hayvanların insanda olmayan özellikleri. ama bu profesör amcalara göre insan mükemmelmiş. diğer canlılar da mükemmelmiş!
sevgili müminler! eğer bilimi böyle yapacaksanız lütfen beri durun!
--spoiler--
bir balığı al, amfibiye dönüştür bakalım laboratuarda
--spoiler--
bir de sürekli bir tesadüf lafı dönüyor. ulan dinlemeyi bile bilmeyen adamları çıkarmışlar programa, programı siktir et adamı profesör yapmışlar lan. şaka gibi.
an itibariyle, bir biyolog olarak, dehşet içerisinde izlediğim program. ben biyoloji eğitimi aldıysam masanın sağ tarafında oturan ve akademisyen olan bu insanlar nasıl bir eğitim almışlar, nasıl bilimden bu kadar uzaklaşarak akademisyen kalabilmişler merak içindeyim.
Evrim dediğimiz olay bilimsel anlamda iki çeşittir. Bunlar "macro evolution" ve "micro evolution" olarak adlandırılan büyük ve küçük çapta evrimlerdir. Mikro düzeyde olan değişiklikler mutasyon veya adaptasyon olarakta adlandırabileceğimiz çevreye uyum, hayatta kalma ve beslenme eğilimi dahilinde genellikle zihinsel ve içgüdü anlamındaki değişikliklerdir. Örneğin bir ceylanın doğar doğmaz ayağa kalkıp yürümesinin genlerine kodlanmış olması gibi, aksi taktirde yırtıcılara yem olması kaçınılmazdır. Ancak milyonlarca yıl önce yaşamış olan bir varlıktan eğer siz ara geçiş formu olarak kanıt isterseniz ve "ara geçiş formu" tanımını kendi içinizde yarım kanatlı, yarım ağızlı, çeyrek dişli olarak yaparsanız, kusura bakmayın ama "Nah!" bulursunuz. Bunun nedeni yarım kanatlı bir varlığın hayatta kalma, dolayısıyla türünü devam ettirme şansının olmayışıdır. Türünü belirli bir süre(en az yüzlerce veya binlerce yıl) devam ettirememiş bir varlığın fosilini bulmayı nasıl bekleyebilirsiniz? Dolayısıyla ara geçiş formu olarak adlandıracağınız bir türün fosilini bulabilmeniz için bir anlamda programda yaradılış savunucularının sürekli dile getirdiği gibi "mükemmel" varlık olması gerekmektedir. Yarım kanatlı bir varlığın hayatta kalmasının tek yolu uçuş için kullanılamayacak olan uzuvun başka bir işe kesinlikle yarıyor olmasıdır ki biz "yarım kanatlı" birşeyin fosilini bulabilelim ki bu düzeyde bir evrimsel atlamaya, yani yeni tür oluşturabilme kapasitesi olan gelişmeye de biz makro düzeyde evrim diyoruz zaten. Yani o yeni uzuv daha farklı bir canlıya gidişin göstergesidir ve daha sonraki canlılarla yapılan biyolojik karşılaştırmalara göre bir ara geçiş formu sayılabilmektedir.
Açıkçası evrimi savunan bilim adamlarının böyle bir noktaya değinmeyip de farklı argümanlarla birşeyler anlatmaya çalışmasına anlam veremedim. Herhalde programın sinirlerini bozmasından olsa gerek ki düzgün düşünemediler çünkü sık sık çok saçma saptırtmalar ve diyaloglar yaşandı. Ayrıca konuklar kusura bakmasın ama programın %60-%70'inden önce evrim köşesinde yer alan Doç. Dr. Ergi Deniz Özsoy dışında düzgün argüman üretebilen birisin görmedim.*
bugün yayınlanan bölümüyle türkiye'de kimlerin doçent, profesör unvanı taşıdığını gözler önüne sermiş olan program. hele o evrim karşıtı pembe gölekli, kırmızı kravatı olan sözde akademisyen tam bir komedi. ortaöğretimde okuyan bir çocuk düzeyinde argümanlarla güya evrim teorisini çürütecek. türkiye'de başka evrim karşıtı akedemisyen kalmadı mı yahu.