küfür bildiğimiz gibi, ayıp söz olarak da bilinen argo sözüklerdir. tasvip edip etmemekte her birey serbesttir. ben küfürün hakaret olmadığını düşünenlerdenim. efendim zaten ne kimsenin küfüre karşı oluşuyla ne de küfür yandaşı oluşuyla bir sorunum var. benim sorunum bu sansürlü küfür olayıyla ilgili.
sansürlü küfür, ilk olarak mizah dergilerinde karşımıza çıkan bir kullanım. mizah dergileri bu üslubu komik olmak için değil yasalarla ters düşmemek için yapmaktadır. zira kültür bakanlığı mecmualarda alenen küfrü yasaklamıştır. bu sebeple kurnaz mizahçılarımız okuyucusu ile arasına bir şifre koymuş, "s.k" dediği vakit "sik" demek istediğini "ancuk" diyerek de "amcık" demek istediğini belletmiştir.
ancak bizler(yani okuyucular) "ancuk" lafını gördüğümüzde orada çağrıştırılmak istenen şeyin "amcık" olduğunu bilir ve ona göre okuruz. zaman içinde bu üslup küfürlerden daha çok benimsenmiştir.
ancak ben günlük hayatta bu şekilde bir sansüe(!) uygulamayı komik buluyorum. zira yasalarla ters düşmek gibi bir durumumuz yok. ayrıca küfür etmememiz gereken bir ortamdaysak zaten "ancuk" diyerek de küfür etmiş olmuyor muyuz? dolayısyla bu sansür beyhudedir.
sözlükte küfür yasak mı değil mi tartışmalarının sürdüğü bu ortamda ben öncelikle serbestiden yanayım, sonraki aşamada da sansürlü küfürün saçmalığından yakınmaktayım.
- sansürlü küfür misal leman, lemanyak gibi dergilerden esinlenerek yapılabilir; fik, ancuk, döt gibi...
- olmadı doğru yazım sansürlenebilir; s.k, a.cık, g.t gibi
- . yerine yıldızlı bakınız da kullanılabilir ve bkz içerisinde sansürlenen harf bulunduğundan ortaya trajikomik bir durum çıkar, ama takan da olmaz.
sarı ışık olmazsa, trafik birbirine girer. yeşilden kırmızıya geçiş arasındaki o zamanın ortadan kalkması, kırmızıda duranların bir anda yeşilde hareket etmesi, yeşilde gidenlerin ise kırmızı olduğunda duramamasına neden olur sarı ışığın olmaması. o nedenle trafik ışıklarında sarı, kırmızıdan da yeşilden de elzem bir renktir.
küfür de öyledir; sen bir sözlükte hiç bir şekilde küfür yok dersen, o sözlükte bir süre sonra vızıldanmalar oluşur, neyi yazıp neyi yazamayacağı, küfür ile argonun kesiştiği ve ayrıldığı yerler karışıklık doğurur. ha tamamen serbest bırakırsan da ekşi gibi, annene-babana okutamayacağın, kız arkadaşına açıp da bak burası çok komik diyemeyeceğin bir hale bürünür (ha herkesin kız arkadaşı ile ilişkisi farklı boyuttadır, ben kendi şahsım için söylüyorum), o nedenle arada bir geçiş evresi olmalıdır. işte o da sansürlü küfürdür. çok tercih edilmemekle birlikte bazen insanın içinden gelip de kullandığı ama aslında küfürün yasak olduğunu bildiği için de usturuplu ve sadece ihtiyaç dahilinde kullandığı bir hal alır.
sözlük için önemli ve iyi uygulandığında çok yararlı olacak bir uygulamadır.
efendim bu mevzu içinde 'küfür savunucusu' pozisyonunda olmaktan çok da rahatsız değilim. ancak gene de küfürün kullanılması gereken ve gerekmeyen yerler olduğunun da bilincindeyim. lakin sorun küfürbazlık ve ahlaklılık paradigmasından bakılamayacak kadar geniştir.
bir toplum düşünün ki, basit bir sikişmek(hadi kibar olayım sizin için, sevişmek) kelimesi için yüzlerce dolaylı kelime türetmiş olsun. o aynı toplum ki bu dolaylı küfürleri kullanarak mizah(!) yapan memetalibey kıvamını ayakta alkışlasın. o toplum ki kemal sunal filmlerindeki 'eşşoğlueşşek' kelimesini sansürlesin. o toplum ki ağzı açık izlediği gavur filmlerinde herkes ana avrat düz gitmekteyken içinden biri çıkıp da 'göte göt dediği için' davalık olsun.*
dolayısıyla sansürlü küfür ve uludağ sözlük, küfür ile ahlakı aynı eksende gören zihniyetin bağdaştırmakta sakınca görmediği bir birlikteliği temsil eder. lakin kimi arızalılar da çıkıp "kardeşim burası gazete dergi değil ki, burası alt kültür haline gelmiş bir gençlik oluşumu olan ekşi sözlük'ün bir türevi. küfürsüz yazı okutmak istiyorsan aç hürriyetim.com'a yorum yaz, onları okut sevgiline" derlerse onların da bir an önce sansürlenmesi imkansız değildir.