türkiye'de aleni olarak uygulanandır. televizyonlarda filmlerin çevirileri değiştirilerek a* sözcüğü bile çıkarılmakta, yerine meyve suyu kullanılmaktadır.
son olarak geri çekilmiş olsa da gençleri koruma yasa tasarısı sansür uygulamalarının uzantısıdır.
iktidar taliplerinin iktidara geldikten hemen sonra yaptıkları ilk işin başında muhtememlen sansür vardır(sağ sol farketmez). Şöyleki tüm görsel ve işitsel medyanın iktidar aleyhinde olabilecek argümanları simule edilir (Yok edilmez. Eğer öyle olsaydı faşizm olurdu. Hoş günümüzdeki iktidarlar iyice faşist ağırlıklarını ortaya koymaya başladılar ama neyse konuyu dağıtmayalım). Sınırlı bir muhalefete her zaman izin vardır. Fakat, muhalefetin kendisini sansürleyemeyen güç sahipleri değişik bir yol bulmuşlardır.Sansürün ilkel bir şey olduğu fikrini benimseyen bu yeni iktidar sahiplerinin artık gözde güç çeşitlerinden birisi "simule etmek" olmuştur..Medyanın, tekelleşmesine hiçbir iktidar çeşidi karşı çıkmayacaktır. Çünkü iktidara gelenlerin üzerlerinde kontrol sağlamak istedikleri bir çok kuruluştan ziyade tek bir tekel kuruluşu bulunacaktır.Buda işleri yeterince kolaylaştırmaktadır...
Dikkat ettiyseniz internette sansürlenmiş sitelerin sayısı gittikçe artmaktadır.iletişim çağında, internetin bu denli önemli bir hale geldiği bu zamanda sansür artık internetede bulaşmıştır.Fakat bu defa iktidar sahiplerinin işi o kadar kolay değil. Küçük beyinlerinin alamayacağı kadar karmaşık işlerin döndüğü bu alemde, artık iktidarın gücü rahatlıkla kırılabilmektedir.
Sansürün her ne kadar demokrasilerde olumsuz özellikleri ağır basıyor olsada bazı olumlu yanlarıda bulunmaktadır. Sansür iktidarın işini kolaylaştırır. Herkes her düşündüğünü dile getiremediği için ortalık bulanmaz vs. Gördüğünüz gibi olumlu yanlarıda var.
Sürekli sansür korkusuyla yaşayan görsel ve işitsel medya sansürü dile getirmekten bile korkar, çünkü sansür kendisini de sansürlemektedir. Sansür kendini kolay kolay belli etmez. Bir çok çeşidi vardır, yanlız henüz bu çeşitsel ayrımı bilimsel ve felsefi bir temele oturtan çıkmamıştır (yakında çıkar).
sansürleme olarak yayın organlarında, bulayarak ya da mozaikleştirerek yapılarak eylemdir. Ya da yasak bir sözcüğe "Bib" gibi ses efektleri koyup, gizlerler. Aynı zaman da isimler de sansürlenmektedir mesela. Gökay Sarı "G.S" olarak sansürlenmektedir.
sayesinde duvara karşının 11,5 dakika izleyemediğimiz saçma oluşum. filmin yönetmeninin, oyuncusunun, senaristinin, ve bilimum emeği geçen herkesin hakkının gaspedilmesidir.
21 mart cuma günü digiturk'ün moviemax kanalında 20.30'da v for vendetta isimli film yayınlandı. filmi daha önceden izlemiş olanlar bileceklerdir ki filmin hemen başında lewis prothero karakteri amerika birleşik devletleri hakkında konuşmaktadır. amerika'nın dinsizlik yüzünden çöktüğünü anlatmaktadır. bu noktada amerikayı bitiren faktörleri sayar: "göçmenler, müslümanlar, eşcinseller..." filmde anlatılan çeşitliliğe karşı faşizan tutumun düşüncesidir. yani filmin kötü adamının ağzından duyulur bunlar. oysa digiturk bu bölümde "müslümanlar" ifadesini kesmiştir. alt yazılarda "müslümanlar" ifadesi bulunmamakta ve orjinal dilde de o bölüm sessizleştirilmektedir. bunun adı sansürdür. bunun adı "demokrasi" değildir.
kontrol etmek isteyenler yaklaşık bir buçuk saat sonra moviemax 2 kanalında filmi tekrar izleyebilir ve yanılıyorsam beni eleştirebilirler.
bu tarz bir sansürün v for vendetta gibi yasakçılığa karşı bir filmde başımıza gelmesi ise ironi değildir de nedir sorarım size.
işin bokunu çıkartan kanalları gördükten sonra iyikide var dediğim oluşum.hayır bu kılıç gibi kafalarında sallanmasa azim allah bizim terbiyesiz türk kanalları bir zamanlar canlı yayına çıkıp kanallarda porno filmler yayınlansın diyen koskoca profesörden ne farkı kalır.
Bir de sansürün gerekli olduğu yerler de vardır. Durum özgür düşünceyi aşıp, ananı avradını (biip) durumuna geldiği zaman, sansürlemekte bir mahsur yoktur kanımca. Hoş, insan "ananı avradını" kısmını duyduktan sonra gerisini çıkartabilmektedir ama yine de çoluk var çocuk var canım.
sansür, insan ifadesinin çesitli yollarla kontrol altına alınmasıdır. pek çok durumda hükümet tarafından uygulanır. en somut amacı toplumu korumak ve devletin üzerinde kontrol sağlayacağı şekilde geliştirmektir. genellikle toplumu etkileyen durumlarda/eylemlerde uygulanır ve ifade özgürlügünü suistimal eden düşünceleri bastırma amacı güder. ayrıca, sansür, toplu iletişimden kimi düşünceleri ve konseptleri çikarma yoluyla algıyı kontrol etme eylemi olarak da nitelendirilebilir. sansüre uğrayan şeyler tek bir kelimeden başlı başina bir kavrama kadar değişebilir ve değer sisteminden, ahlaki yargılardan etkilenebilir.
akdeniz üniversitesi'inde hem okul yönetiminin hem de öğrencilerden oluşan kurulların yaptığı hata. rektörlük üniversitenin tiyatro topluluklarının oyununu sansürler, şenlik komitesindeki öğrenciler de sinema kulübünün gece sineması etkinliğinde "kaplumbağalar da uçar" filminin gösterimini engellemeye çalışır.*
kişisel boyutuna bakmak gerekirse;
kişinin kabullenemez düşünce, fantezi, arzu ve istekleri bilnçaltına itmesi ve bilinç düzeyine çıkmasını engellenemesi durumu.
dot'ta oynanan "the censor" adlı oyunun üzerine işlendiği olgu. aslında sansürden ziyade seks ve insan ilişkileri, tabuları üzerine konuşlandırılmış bir oyun. uğur polat ve güneş berberoğlunun inanılmaz performansıyla geçen yıl sahnelendi.