kurum ve kuruluslarin baskisi yaninda,
insana verilen korku sonucu kendi kendine uyguladagi otamatik davranis bicimidir,
dogal olmayan hatta ve hatta yapay bile olamayan davranis, konusma ve ifadeleri doguran gorunmez duvar...
sanal duvarlarla orulen dusunceden korunmaya calisan tum kurum ve kuruluslar,
sanal olmayan duvarlar altinda kalmaya mahkumdur...
her yerde ve her sekilde tum dusuncelere ozgurluk...
girdigim entry nin beni yasal yonden zora sokacagi gerekcesiyle ayrica entrymde hicbir hakaret olmamasina ragmen, orospu cocuklarinin top 5 adli baslikta eskiden devlet olan lakin su an bedevi cadirina donen bir ulkenin sozde basbakaninin adini yazmam bu sozlukte sansurlenmistir...
2007 den beri araliksiz yazi yazdigim sozlugun geldigi durum ortadadir...
sanal duvarlar birilerinin beyninde dusunceleri hapsetmistir...
elindeki otoriteyle kamu kurum ve kuruluslarin yapacagi isi otomatik olarak kendi yapmaya baslamistir...
kukla olmustur...
10 gun caylaklik...
lakin sizin beyniniz artik omur boyu hapsanedir...
okyanus otesinden derin sevgi ve acima duygularimi, karanliklarda hapsolmus gariban ulkemde surunen insanlara gonderiyorum...
dün gece tv'de alasını gördüğüm lanet şey. ben mi çok cahil kaldım bilmiyorum ama, ne zamandan beri tv'de alkol ürünleri sansürleniyor?
bir diziydi yanlış hatırlamıyorsam, gençler havuz başında parti veriyorlardı, hepisinin de elinde içkiler vardı. tabi içkileri göremiyordunuz. buğulanmışlardı. bildiğin, sansürlenmişti yani öyle böyle değil. yani içimden kocaman bir yuh diyesim geldi. bu kadarı da olmaz ki ama? la oğlum yabancı birileri ara sıra türksat'a girer de görürse bu rezilliği kahakahayla güler lan bize? yani sonumuz adını unuttuğum bir ülke vardı, looney tunes kahramanlarının iç çamaşırları yok diye çoğu çizgifilmi yasaklanmıştı. onun gibi olmasın?
sigara sansürüne bi ayrı gıcığım zaten. ufak çocuklar sigara özenmesin diye yapılıyor olabilir de, bu da saçma. ellerinde kocaman bir buğuyla ağızlarına bir şey götüren amca. acaba bir çocuk için daha ne kadar dikkat çekebilir? kaldı ki, evde, sokakta sigara içen insanları hep görecektir o çocuk. önemli olan o ailenin çocuğuna bu bilinci aşılaması. o çocuk ileride lise yıllarında, elbet tanışacaktır sigarayla. kendi isteğine kalmış orası, içer ya da içmez.
şunu da eklemek isterim kii, hiç sigara/alkol kullandım, kullanmam. hatta nefret bile ediyorum denebilir. en güzel içki vişnesuyudur.
sözlüklerde sıkça başgösteren hadisedir. özgürlük sevdalısı iddiasındaki sözlük yönetimleri devletin sansürüne karşı çıkarken kendi saçmalıklarını görmezden gelir.
fotoğraf makinesinin lensine "oh"ladıktan sonra çekilen fotoğrafa benzer. ekrana vurulan flulaşma damgasıdır. mantıklı olarak düşünüldüğünde "suç" kavramının insanlar üzerine dayatılmasıdır. aslına bakılırsa gerilemenin medyadaki karşılığıdır.
arttıkça daha fazla insana dokunduğu kamuoyunun tepkisi artmaktadır. Bundan dolayı da şimdilik dengesiz bir artış içinde olması kalabalıklaşmamızı sağlayabilecek kavramdır.
ülkemizde son zamanlarda basit ve özel uygulamalarla başlayan şimdi ise daha genel ve korkutucu bir hal alan durum.
uygulandığı her dönemde olması gereken bir şey gibi gösterilmeye çalışılmış, bir politika olarak kullanılmıştır. istibdat dönemi savunucuları** bu sansürün dış ülkelere osmanlıda yaşanan çalkantıların sızdırılmaması için uygulandığını söylerler. nedense hiçbiri ulan hadi yabancı ülkelere duyurmadık, kendi halkımızı niye her şeyden habersiz etmişiz; hem madem sorunlar varmış niye çözülmemiş de kolay yoldan milletin ağzı kapatılmış demez. sansürün asıl zehiri de burada zaten. insanları bihaber etmek yahut özgürlüklerini sınırlandırarak " hişşt buradayız, ayık olun.." hissiyatını yaşatabilmek. çocukların ahlak ve psikolojileri ile ilgili olan konuya gelirsek, bu ülkede çocuklarla ilgili olarak zilyon tane haksızlık, kanunsuzluk var.akşam dokuzda televizyonda çıkan " yatın artık " yazısıyla, o siteyi bu siteyi kapattırmakla düzelmez çocukların, gençlerin psikolojisi. hele ergenlik dönemine denk gelen şaibeli sınavların bozduğu psikolojiyi hiçbir şey düzeltemez. tabii bir de ağam,paşam deyip birilerinin kusurlarını örtmek, diğerlerini de dinsiz, ahlaksız, pornocu vs. gösterme amacına araç olarak sansür var. bir nevi insanların beyinlerine uygulanan sansür. hatta bir nevi demek yanlış, direkt böyle. gazeteci olacaksın, işin olacak yazmak, ama birilerinin hoşuna gitmedi diye hayatın sönecek. hayatın da sansürlenecek ama içinden koyarım böyle işe diyebileceksin sadece.
doganin bir parcasi olan olgudur. id'in ego ustundeki etkisini azaltan super ego, insanogluna bah$edilmi$ bir sansur aparatidir. korku duygusu da, sansur mekanizmasinin bir parcasidir. gereksiz cesaretlerle, ki$inin kendine veya topluma zarar verme yetisini engellemeye yardimci olur. bireysel anlamda ki$inin kendini korumasini saglayan bu mekanizma, toplumsal anlamda da toplum dinamiklerinin korunmasini saglar. internet sansuru de, belli ki elzem bir aktivitedir. internet yasaklansin anlamina gelmez, netice itibariyle. bu site bile, sol frame'e gelmesi yasakli ba$liklar uyguluyorsa, internet sansur olayinda muhalif tavir almaktansa, notr bir duru$ sergilemesi daha mantikli bir tavir olacaktir.
abdülhamit döneminde en sıkı uygulamalarına şahit olabileceğiniz rejim savunma mekanizması.
abdülhamit döneminde kelimeler dahi sansür için neden olmuştur.
örneğin, yıldız.
türkiye nin ilk dergisi (bkz: mecmua-i fünun) 1882 de ikinci yayın döneminin başında yıldız böceği adını taşıyan bir makale yayınladı diye anında kapatılmıştır.
peki, neden yıldız?
abdülhamit yıldız sarayında oturuyor.
yıldız böceği denince üstüne alınıyor tabii ki.
abdülhamit istibdatı derler ya, işte böyle bir şey.
neden bu kadar karşı çıkıldığını anlıyamıyorum... viki'den okuduğum kadarıyla ekşi yazarları "eroine özendirici yazılar" yazması nedeniyle ekşi kapatılmış.
e o internet sitesi 18 yaşından küçüklere açık ki. hatta ben ekşi'yi 12 yaşımda keşfetmiştim.
sadece çocuklar açısından değil, bir yeşilaycı olarak da karşı çıkıyorum internet sansürünün protesto edilmesine...
çocukların psikolojisini hiç düşünmüyor musunuz?
hadi diyelim aileler evlerinde gerekli tedbirleri aldılar.
peki ya bilinçsiz aileler n'olucak?
internet kafeye gidipo porno izleyen nesil...
porno izlemek bireyin bilinçaltını o kadar kötü etkiler ki, katliam sahneleriyle bir tutulur. dikkat ettiyseniz.
doğuda 10-12 çocuk yapan aileler çocuklarına nasıl sahip olacaklar?
sonra da eroin bağımlısı, her olayı şiddetle çözmeye çalışan, cinayete çok eğilimli bir nesil yetişicek...
eğer türkiye bilinçli bir ülke olsaydı ben de sansüre karşı olurdum.
zaten türkiye bilinçli olsaydı sansür olur muydu ki?
bence sansür kalktıktan sonra türkiye bilinçlenmeyecek -en fazla eroinin yararları hakkında bilinçlenebilir-,
türkiye bilinçlendikten sonra sansür kalkmalı...
