açıklamak gerekecektir muhtemelen. şöyle ki, olmayanı ya da etkisiz olanı birincil plana getirmeye endekslenmiş bir bilincin, tamamen kontrol dışı ve deneyimler sonucu istenmeden elde edilen şüphe ve kontrol mekanizması aracılığı ile yaşanılan hayattaki etki ve buna bağlı ortaya çıkan görüntüleridir. sanrısal algının yitik bilişsel düzlemdeki hayal perdesi ile bütünlenmesi halinde tanrısal bir algıya dönüşerek, kişileri var olan bilişsel düzeyden alıkoyarak geçmişiyle geleceğini harmanlayıp adeta bir paralel evren, bir meridyen uzay oluşturması ile sonuçlanacak izdüşümlerdir. gerçekte izdüşüm kadar hafife alınamayacak bu çağdaş sınırlama, ancak tümdengelerek tümevarma ile çözümlenebilecek bir psikanaliz kaosu da doğurabilir. mühim olan, burada kişinin bilinç düzeyini deniz seviyesine indirgemeden, eski sevgililerinin anasına avradına sövebilme katsayısının, uzay boşluğunda oluşturabileceği öngörülen kara deliklerin itina ile sıvanabilir boyutta olmasıdır.
Kasdedilenlerin ancak kasıtçının net olarak anlayabileceği gerçeği ile yüzleşince bilincin öküz altındaki buzağıları aramak yerine kendi bilgilerinden birinin uzun açıklamasını açıklamamaya yöneldiği durumdur.