sanmak

entry22 galeri0
    22.
  1. 20.
  2. Bir şeyleri körü körüne benimseyip yanılmak.
    0 ...
  3. 19.
  4. Yanıldığını anlayana kadar mutlu olmaktır.
    1 ...
  5. 19.
  6. 18.
  7. zevk veren durumdur.

    bununla ilgili;

    insanlar bildiklerini sanarlar, sandıklarını bilmezler, bilselerdi zaten artık sanıyor olmazlardı.
    0 ...
  8. 17.
  9. kendini kandırmak.
    kendinin de içinde bulunduğu senaryo oluşturup, oyuna kaptırmaktır.

    bazen her şey tam da göründüğü gibidir. neden, niçin böyle oldu diye kendimizi kandıran cevaplar bulmaya gerek yok.
    1 ...
  10. 16.
  11. Sanmak en kötü seydır hayatında netlik olan bırısı için.
    0 ...
  12. 15.
  13. zan kelimesinin söylene söylene dilimize geçmiş halidir zann edilir, sanılır.. ve zannın onda dokuzu yanlıştır.
    0 ...
  14. 14.
  15. 13.
  16. 12.
  17. 11.
  18. öyle lanet ve nalet bi'şeydir ki bu, tanımadıklarından nefret ettirir. halbuse niye büyüteceksin içinde böyle zındık bir hissi, sev gitsin dimi..

    nickaltıma yazıyorsunuz, sonra kız arkadaşlarınız gelip çemkiriyor. sonra bişiiler bişiiler..
    0 ...
  19. 10.
  20. yanılsamanın fiile dönüşmüş hali. 1. tekil şahıs ve di'li geçmiş zamanla kullanılmaması ümit edilir...
    0 ...
  21. 9.
  22. sanmak, geçmişin içinden körce.
    geleceğe karanlık bakmak.
    sanmak, acıttığını yok sayarak.
    taş atan ellere ekmek atmak.
    sanmak, avuntuyu geçer akçe yapıp.
    ömür sayfasından bir bir koparılmak.
    sanmak, hayaller denizinde susuz kalıp.
    sönmüş volkanda kor ateş gibi yanmak.
    sanmak, çıkmaz sokakta kör ebe oyunuyla.
    şeytan ininde sevgiyi aramak.
    sanmak, kanmak.
    sonradan düzenlediğim hali.
    0 ...
  23. 8.
  24. kanmak fiilinin ön koşuludur. şöyle ki;

    sanmak ve kanmak

    adı konmamış duygu karmaşası değildi bu
    isimlerle yetinmek zorunda bırakılmış duyguların aciz zorunluluğundan sıyrılmaktı.
    onların acizliğini geçersiz kılmaya çalıştıkça, damdan düşme bir onulmazlığın en savunmasız hassasiyetinde mahsur kalmaktı.
    hasarım; yararındı senin,
    tasarım; yarınlardı.

    yarınlara çabuk inandım, bugünün ufku yanılsamaların altını hışımla çizerken, düşlerimin hattından çekincesiz geçerken.
    güvendim ufka. güvencime paralel uzandığını olmayan aklıma getiremeden.
    iki paralel çizginin kesişeceğini monologlarımın ana fikri yaptım.
    daha en başında sandım ben, daha en başında kandım.

    paralellerimin ihanetini sindirdim, inceldiği yerden kopacaktı tüm sabit fikirlerim!
    fikirlerim sabit kalmakta diretti, hayal kırıklıklarımsa portatifti.
    sanmışlığımın getirdiği kanmışlığım, onları arzularımın her milimetresinde özenle gezdirdi.

    zannettim, yan(ıl)dım.
    sandım, kan(a)dım.
    sanrılarım varken tanrındım,
    gerçeklerimi buldum..

    yalanım.
    2 ...
  25. 7.
  26. 6.
  27. 5.
  28. 4.
  29. geçmiş zaman; yanılgıyı haklı çıkıştan daha çok dolduran..

    şimdiki zaman; yanılgıyı haklı çıkıştan daha çok dolduran..

    gelecek zaman; sanıyorum.. hala..
    3 ...
  30. 3.
  31. bişeyin ne oldugunu dogru bildiğine inanma hissi..
    0 ...
  32. 2.
  33. - insanın en büyük hatalarından birisi.
    - böyle bir günün asla gelmiyeceğini sanmak. *
    1 ...
  34. 1.
  35. Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek.*
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük