sanmak

    19.
  1. 4.
  2. geçmiş zaman; yanılgıyı haklı çıkıştan daha çok dolduran..

    şimdiki zaman; yanılgıyı haklı çıkıştan daha çok dolduran..

    gelecek zaman; sanıyorum.. hala..
    3 ...
  3. 8.
  4. kanmak fiilinin ön koşuludur. şöyle ki;

    sanmak ve kanmak

    adı konmamış duygu karmaşası değildi bu
    isimlerle yetinmek zorunda bırakılmış duyguların aciz zorunluluğundan sıyrılmaktı.
    onların acizliğini geçersiz kılmaya çalıştıkça, damdan düşme bir onulmazlığın en savunmasız hassasiyetinde mahsur kalmaktı.
    hasarım; yararındı senin,
    tasarım; yarınlardı.

    yarınlara çabuk inandım, bugünün ufku yanılsamaların altını hışımla çizerken, düşlerimin hattından çekincesiz geçerken.
    güvendim ufka. güvencime paralel uzandığını olmayan aklıma getiremeden.
    iki paralel çizginin kesişeceğini monologlarımın ana fikri yaptım.
    daha en başında sandım ben, daha en başında kandım.

    paralellerimin ihanetini sindirdim, inceldiği yerden kopacaktı tüm sabit fikirlerim!
    fikirlerim sabit kalmakta diretti, hayal kırıklıklarımsa portatifti.
    sanmışlığımın getirdiği kanmışlığım, onları arzularımın her milimetresinde özenle gezdirdi.

    zannettim, yan(ıl)dım.
    sandım, kan(a)dım.
    sanrılarım varken tanrındım,
    gerçeklerimi buldum..

    yalanım.
    2 ...
  5. 19.
  6. Yanıldığını anlayana kadar mutlu olmaktır.
    1 ...
  7. 17.
  8. kendini kandırmak.
    kendinin de içinde bulunduğu senaryo oluşturup, oyuna kaptırmaktır.

    bazen her şey tam da göründüğü gibidir. neden, niçin böyle oldu diye kendimizi kandıran cevaplar bulmaya gerek yok.
    1 ...
  9. 13.
  10. 22.
  11. 7.
  12. 14.
  13. 10.
  14. yanılsamanın fiile dönüşmüş hali. 1. tekil şahıs ve di'li geçmiş zamanla kullanılmaması ümit edilir...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük