Lisede iken derse geç kalmıştım. Hocaya sabahın dalgınlığıyla "affedersiniz hocam okul servisimiz gecikti" diyeceğime "geçmiş olsun hocam" demiştim ve herkes gülmüştü. Bir gün de müdür yardımcısı ve bir hoca saç kontrolü yapıyordu. kimyacı "saçını yarın kes de gel derse almam yoksa" demişti "tamam kardeşim" cevabını vermiştim ağız alışkanlığıyla, evet.*
devlet lisesinde öğretmenlik yaptığım yıllarda pansiyonda nöbetçi olduğum bir gün yemekhanede tabldotumu alıp masaya oturdum. benden sonra okulun kaloriferiyle ilgilenen görevli abimiz de yemeğini almış geldi karşıma oturdu. üç beş laf ettik yemek yerken. sonra kısa bir sessizlik oldu. ben o sırada içimden “ulan annem bu yemeği ne güzel yapardı” diye geçiriyorum. yemeğim bitti kalkarken afiyet olsun diyeceğime “ellerine sağlık talip abi” dedim. adam yemeğini çiğnerken birden durdu. ağzında ekmek parçası uzun bir süre bana boş gözlerle baktı.
Mutsuz, karanlık bir iş sabahında henüz daha ayıkamamışken hepsiburada'ya öylesine girdim. Şu fotoğrafı görünce "aa fasulye tarlasını mı bu fiyata satıyorlar, e iyiymiş" dedim. Sonra televizyon olduğunu gördüm. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1956352/+
Bizi bu saatte kalkmaya zorlayan sistemin de, saatleri geriye almayıp karanlıkta işe gelip karanlıkta eve varmamıza sebep olan herkesin allah belasını versin.
otobüste bi elinde çanta varken diğer elinle arkadan gelen parayı uzatırken otobüsün fren yapacağını hesaba katmamak. sonuç : gencecik ve aynı zamanda incecik bir kızı hafiften haşat ettik affola.