apartmanın önünde kapının açılmasını beklerken gelen kim o sesine karşılık burdayım demek. gerçekten acayip rezildi yoldan geçen insanların dönüp bi an bana bakmalarına sebebiyet vermişti. hatırladım yine utandım.
3 haftalık malta dil okulundan sonra türkiye'ye dönüşün ilk günüdür. eh et yemeden 3 hafta geçirdikten sonra ilk iş kebapçıya gitmektir. asıl olay kebapçıdan çıkınca gerçekleşir.
+ afiyet olsun abi.
- guud bayy. (hayır bir de bu "goodbye"ı da böyle bazı bölümlerini uzatarak söyledim)
otobanda gidilmektedir.
birberber : plakaları biliyor musunuz lan ezbere ?
p : bazılarını.
t : biraz.
p : t,kastamonunun plakası ne ?*
t : emin değilim ama 34 olabilir.
birberber & p : wtf ?!*
sokakta karşılaşılan yeni evli çift olan arkadaşlarla konuştuktan sonra giderken hayırlı günler yerine hayırlı işler demek ve kızın ters bakışına maruz kalmak.
Lisedeki sınıf maçında (kaleci olarak) degaj atmanız gereken topu aut atışı diye yere dikmeniz, abanmak için mal mal gerilirken karşı takımın forvet oyuncusunun güle oynaya gelip gol atması.
dolmuşçuya ineceğim yerde durduktan sonra
-kaptan kapıyı aç şeklinde bağırmam ve sonrasında dolmuşun kapısının manuel olduğunu anlayarak keskin bakışların ışığı altında götün götün o dolmuştan uzaklaşmam.
50 lira yerine 50 euro vermek.
şöyle ki; anne ile yolculuğa çıkılacaktır bu sebeple cepteki paralar eurodur. tesadüf budur ki karşı komşunun da o akşam düğünü vardır ve anne ile baba düğüne gidemedikleri için takıda asacakları parayı komşuya elden vermeye karar verirler veeee anne komşuya gider güzelim cillop gibi tatilde yenilecek 50 euroyu komşuya verir 50 lira yerine. tatilden döndüğümüzde komşudan bize çörekler, börekler, gülücükler.. diyeceğim o ki sokağın en zengini biz olduk, saygınlığımız arttı. annem sağ olsun. *
taksi dolmuşa işaret edip yetişmek için koşturup, adamın birinin arabasına binmek. adamın tuhaf bakışlarının eşliğinde 5 sn içinde geri inmek ve dolmuşa binmek.