tuvalet ihtiyacından kaynaklanan bir ağrı ile bir hışımla tuvalete girip, tuvaletin dolu olması neticesinde bir hışımla tuvalet ihtiyacını görememek* anlık bir işkence olarak başlar. tuvaletteki şahsın işi uzunsa işkence sürece yayılır.
uzun mesafeli yolda arabanızla iyi bir sürat tutturmuş giderken o da ne? bir de bakmışsınız ki jant kapağı yerinden uçmuş karşıdaki çalılıklara gidiyor. hemen arabayı durdurup düşen jant kapağını almaya gitmek işkenceden başka birşey değildir.
tencerenin dibini çatalla kazımaya yeltenmek. en azından benim yanımda saniyelik gerçekleştirebileceğiniz bir eylemdir çünkü ardından hoop kafaya bir tava olabilir, bir tabak, bir tencere, kalın bir kitap vs...vs bunun yaratıcağı etkiyle eylem sonlanmış olur.
orhan pamuk'un benim adım kırmızı adlı eserinde bi nakkaşın göz bebeklerine iğne sokarak kör olmanın anlatıldığı bi sahne vardı.gereğinden fazlaca uzun anlatılmış bi sahne.okumakla okumamak arasında kalmıştım ve tabiki okumuştum.