necati tosuner'in ilk romanı. bir kaç yıl önce üniversitenin kütüphanesinde çalışırken tesadüfen elime geçmişti. bir sartre hayranı olarak, kitabın arka kapağında sartre'yi görünce hemen okumuştum.. iyi ki de okumuşum. hayatı sorgulayış şekli beni çok garip yerlere sürüklemişti. türk edebiyatının en sağlam romanlarından.
sancı mutsuzluğun kitabı, necati tosuner mutsuzluğun yazarı.
kitabın arka kapağında yazan :
necati tosuner, avrupa'da yaşıyor olsaydı, sartre ve arkadaşları tarafından varoluşcu edebiyatın en önemli temsilcilerinden biri sayılacaktı belki de: yaralı bir gövdenin yaraladığı, ama durmadan kendini sağaltmaya çalışan bir bilinç dünyaya soru sormaktan geri durmamakta, iç aynasına yansıyanları didiklemektedir.
necati tosuner, "sancı... sancı..." romanıyla türk edebiyatında benzeri görülmemiş bir duyarlığın söz sahibi olmasını sağladı. yeni kuşakların ne pahasına olursa olsun keşfetmeleri gereken bu roman tdk ödülünü kazanmıştı.
ıslak, yapışkan bir gece. Ve serin. Ve arada bir vuran esintinin keskinliği. Yağmakta hiç de nazlanmayan bir yağmur dinmiş şimdi. Her yerleri basmış ve az önce çekilmiş sel. Yerlerin sel çekilmiş gibi yapışkan ıslaklığında parıldayan ışıklar ve.. karanlıkta yitmiş bir umut.
Olmayan bir umut.
Sanki hiç bir zaman olmamış-olan-bir umut.
Yaratılmış, iyi biçimlenememiş ve yitirilmiş,--olan.
Herkes var bu romanda.
Tosuner kimseye haksızlık yapmamış, bol yaşıyoruz acıyı.
Temelinde yatan zaten koca bir sancı..