Kış bitti, bahara eriştim
diyemedi çocuk ömrüm,
önüm sıra giden hep o eksik
bir aşktı uzaklardan gördüğüm
Gölgem bile ağır yük
kimilerinin anlattığı onulmaz sancı,
karıncaları ezmemek için direnirim
sokak itlerine ziyafet çekerim
hamlığından fazla yanaşırım insana,
gölgem bile ağır yük
taşırım onu hamayıl gibi koynumda
Kış da biter
bahara erişilir
belki görmez gözlerim
o yaşanılası sevincin
ortasında bir gül dalı olduğunu
ne kadar çok isterdim oysa,
gölgem bile ağır yük
kimilerine onulmaz sancı. **
sancak sözcüğüyle aynı kökten gelmektedir.sançmak(saplamak)tan türemiştir.türkçedir.bi yerine bişey saplanıyormuş gibi düşündürtür.ağrıdan farkı budur.
herkesin çektiği yada bir gün çekeceği etmendir. bu sancının nereden geleceği belli olmaz başlıcaları; kalp, akciğer, göz, göt, mide, ayak, kol, bacak vb...
Allah davası yolunda, vatan uğrunda, bayrak için, bayraklaşan yiğitlerden birinin kahramanlık destanını anlatan Emine Işınsu'nun kaleminden yettiği kadar bir kitaba sığdırılabilen bir ülkü devinin Ertuğrul Dursun Önkuzu'nun yaşamıdır.
Anası Dursun demiş durmaz
Gider Önkuzu
Bu bayrak düşmez yere
Ölmedikçe son kuzu.
doğum, hastalık ve yaralanma olmak üzere üç sebepten kaynaklanabilen şiddetli ağrıdır, doğum halinde ise bedenen o kadar rahatsızlık vermesine rağmen başladığında mutlu eden tek ağrı türüdür.