dümdüz, odun gibi yaşamak anlamına gelen durumdur. sanat insan yaşamının tekdüzeliğine karşı bir isyandır. bu tekdüzeliği aşamayanlar, kendi üretimsizliklerinde ya kendilerini ya da diğerlerini tüketirler.
sanattan anlayıp anlamamayı tespit edecek düzeyde sanattan anlıyor olma tevehhümünden kaynaklı sanattan anlıyorum görüntüsüne kurban edilmeye çalışılan eylemsidir. sanat ne anlamlandırılmakla anlaşılabilinecek bir alan, ne de birilerinin anlamadığını tespit edecek kapasiteye yükselmeyi sağlayacak bir kurumdur. hele isyan falan hiç değildir.
sanatın ürünlerinden faydalanamamış olmanın yarattığı öfkeyi peşinden getiren durumdur. ancak öfke yaratır sanatsızlık. sanatın estetiğinden mahrum olmakla taş olmak arasında derin farklar yoktur.
sanatın ürününün olamayacağını; ürünün, metasal birer sonuç, sanatın ise nihayetinin esere tekabül edemediğini kavrayamamış, kavramsal noksanlıklarla sanat yerine sanatsızlığı izah etmeye çalışanların tıkanıklığıdır. ne sanat, estetik kaygılar gütmekle mükelleftir ne de sanatı icra edenin böyle bir kasıntıya kendini teslim etmeye hakkı vardır. nötür bir yapıya sahip bir alanın belirli kaygılarla kendini sınırlandırması, belirli bir kalıp şemaya hasretmesi, hele ki estetik olma çabasının olması ilk adımda ecziyet ve yetersizlik anlamına gelir. bir taşı taş olarak bırakıp kendi taşlığı içinde taşıdığı sanatı bilmek de nihai sanata atıfıtr, o taştan bir davut heykeli ortaya koymak da sanattır. şimdi bu taşı güzel bir şey haline getirecem şeklinde tezahür eden andavallıksa taşın önceki halinden daha statik daha hareketesiz ve şekillendirmeye muhatap bir bünye ilanı anlamına gelir.
her insanın sanat anlayışı farklıdır, bir tornacının gözüyle bakarsak metale güzel şekil verdiği parçayı doğru yaptığı zaman
sanatını icra etmiş olur fakat opera dinlettirildiği zaman sıkıcı bulur, insanların ilgi alanlarına göre sanatsal yaklaşımları farklılık gösterir.
Bazı açılardan daha iyidir. Az buçuk anladığınızda sergileri "ulan adam mı sikiyonuz bu ne böyle amk insan utanır sergilemeye" şeklinde gezmeye başlıyorsunuz.
Her insanın, sanattan anlama kapitesi vardır... Az ya da çok...iyi ya da kötü...
Asıl mesele, ruhun, sanata olan yatkınlığı ve ilgisidir...
Gelişime, aydınlığa, sevgiye, nezakete, iyiliğe dair duygular besleyen her insan, sanatı sever...
Ve insanoğlu, sevdiğini, anlamaya, kavramaya, tanımlamaya meyil gösterir mutlaka...
Sanatı sevin!!! Anlayacaksınız!!!