Sanat sanat içindir çünkü sanatı halk için yapmaya çalışırsan kendini belirli kalıplara sokarsın ve fikir olarak özgür olmadan yapılan hiç bir sanat sanat olmaz, zanaat olur.
aslında sanat 1800 lere kadar din ve aristokrasi içindi. hep bu çevrenin yönlendirilmesiyle gelişirdi. mesela rönesans aristokrasi sanatıyken barok daha ağırlıklı olarak kilisenin sanatıdır. mesela gotik de kilisenin sanatıdır. neoklasizm aristokrasinin sanatıdır. böyle böyle gider.
ne zaman romantizm akımı geliyor( ki neoklasizme karşı zafer kazanmıştır) sanatçı artık demokratik parlemeter sistemlerin de etkisiyle serbest kalıyor.
ardından realizm tamamen halka iniyor, empresyonistler ise doğaya çıkıp daha gerçekçi resim yapıyor. bunlar hep özgürler. bundan sonrası işte artık sanat sanat için oluyor.
ancak gene öyle olmuyor, soyut dışavurcumlar bildiğin amerikancıyken, süpermatistler ve Konstrüktivistler bildiğin komünisttir. hatta realistler bile bildiğin halkçı komünistir.
yani sanat öyle sanatçının götünden uydurup yapabileceği bir şey olamaz. sanatçı toplumun gerçeğini bilmeli, onu yansıtmalıdır. aksi halde zaten elenir.
sonuçta kültürel evrim diye bir geçeklik de var.
darwin sağ olsun her yere el atmış.
efendimiz.
Post-modernizm ile birlikte özellikle popüler kültür ve sanat faaliyetlerinin endüstrileşmesi gibi gelişmeler sonucunda doğruluğu tartışmasız bir noktaya ulaşmış önerme.
Sadece vitrin değeri taşıyan, özünde hiçbir estetiği olmamasına rağmen dış süslemeleriyle toplum tarafından tam randımanla benimsenen sanat (!) ürünleri bu akımın önemini göstermektedir. Özellikle popüler kültür ürünlerinin kullan/at kıvamında, post-modern ve 'sanat toplum içindir' anlayışı, sanatın bayağılaştığı, laçkalaştığı ve estetiğini kaybettiğini gözler ortaya koyar. Herkesin anlayacağı dilden konuşursak ve sanatın müzik türünden örnek verecek olursak; pop müzik herhangi bir kalıcılığı olmayan, kısa bir dönemi kapsayan, kullanılıp atılmak suretiyle yerine devamlı yenilerinin üretildiği, endüstri halinde çok büyük sermayelerin rol aldığı ve tüm bunlar yapılırken halk tarafından yoğun bir şekilde talepte bulunulan ve tüketilen bir müzik türüdür. Bugün müzik sanatı içerisinde de en çok tercih edilen ve dinlenen pop müziktir. Şimdi böyle bir çarka rağmen 'sanat toplum içindir' demek entelektüel birikime sahip sanatçı ve bireyler tarafından kabul görecek bir şey değildir. Sonuçta bu çark talep üzerine dönmektedir ve toplum bu laçka, sömürü düzenini kabul etmektedir. Toplumun bu hale gelmesinde kitle iletişim araçlarının rolü büyüktür fakat burada tüm suçu kitle iletişim araçlarına atmak 'islami terörü savunmak için Avrupa'nın islamofobik olduğunu belirtmek' gibi bir şeydir. Sonuçta bu kitle iletişim araçlarının yayınları karşısında kendi düşünsel savunmasını oluşturmuş ve bu yüzden toplum içerisinde 'marjinal' olarak betimlenmiş ve çoğu Zaman küçük düşürülmüş insanlar da var. Yani birey bu sömürüye karşı durmak için çaba gösterirse kitle iletişim araçlarının yayınlarına karşı kendi düşünsel savunmasını harekete geçirebilir.
Sinema için de aynı şey geçerli. Gişe filmi olarak adlandırılan, büyük oranda sanatsal hiçbir değer taşımayan filmler toplumun çok büyük bir oranında etki yaratırken, sanatı gerçekten sanat için yapmaya çalışan, gişe kaygısından uzak ve bu sebeple dünya gerçeklerini hiçbir kaygı duymadan paylaşan filmler kendilerine ancak kıyıda köşede yer bulur ve talep görmez. Bu yüzden toplum için sanat tüm pespayeliği ile hayatın her alanına sirayet eder ve estetik anlayışını dönüştürerek mana ve anlamın önüne koyar. Estetiğin duyusal ve duygusal anlamda basitleştiği, seviyesinin düştüğü noktada 'sanatı sanat için yapanların estetiği' anlaşılmaz bulunur, aristokrasi politikası izlediği eleştirisi yapılır. Oysa bu post-modern ve popüler kültür ürünleri içerisinde estetik duygusu basitleşmiş ve bu sebeple salt sanatı anlayabilmek yetisinden uzak kalmış bireylerin safsatasından başka bir şey değildir.
recep ivedik tiplemesini, demet akalın şarkılarını vs sanat sananlar; sanat para içindir yanılgısına kapılırlar, çok doğal. sanat ve sanatçı kavramları günümüzde içi boşalmış kavramlar. sanatçıya rastlamanız için, diyojen gibi gündüz vakti fenerle dolaşmanız gerek. hem sanatçı sanatından para kazanabilir ancak sanatını icra ederken para kazanma kaygısı yoktur. sanat fakirlerine nefretimi kustuğuma göre konuya döneyim; sanat toplum içindir, sanat insan ruhu içindir.
insan öyle ya da böyle beğenilme ihtiyacıyla doğduğundan toplum-sanat ikilemi ortaya çıkar. beğenilme ihtiyacı ikinci kişileri gerektirse de işin özünde sanat bireyseldir. bireysel bir şey olan sanatı sanat için yapmak ortadan sınırları kaldırır toplum için yapmak ise sanatçıyı sınırlandırır. aynı ikilemle oyun piyasasını da mahvettiler toplum için oyun yapmalı para için tabana inmeliyiz düşüncesiyle en zorda kafa eğmeden bitirilecek fps kaynıyor ortalık. yapın içinizden geleni ki biraz kafamızı yoralım beynimizin varlığını hissedelim.
yanlış bir teoridir. sanatı oluşturan şey insandır yani halktır, halkın anlamadığı şey sanat olamaz. bundan dolayı bana göre cumhuriyet edebiyatı divan edebiyatından daha üstündür daha kalitelidir.