sanat sanat için değildir toplum içinde değildir. bu çağda sanat para için yapılıyor malesef. dünyanın en uç noktasındaki sergiye de gitseniz muhakkak o sanat eserinin üzerinde bir etiket vardır. yapılan her sanata bir değer biçilmiştir. sanat adına yapılan eserler hediye edililirse o zaman sanat olur.
meraklı vatandaş: horoz kardeş söyle bakalım, tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar?
horoz: kardeşim ben bunlara kafa yormam, öper geçerim.
ne sanat içindir ne toplum için... kabarmış bir ego ve para içindir...
zevktir, yetenektir... yapanın amacı ise popülerlik ve paradır..
parasız sanat yapanın sanatını yerler. artık böyle herşeyden önce sanat para içindir para...
sanat sanatçıya göre sanat; topluma göre toplum içindir. değişmez bir kanıdır. doğrusu da budur. sanatçı sanat için olduğunu düşünmeli ki kalitesinden taviz vermesin; toplum ise sanat eserinin kendisi için icra edildiğini bilmeli ve sahip çıkmalıdır.
Sanat sanatçının eseridir, topluma mesaj verme kaygısı ile yapılacak sanatın sanat olduğu şüphelidir. toplum sanatı pek iplemediğinden, sanat sanat içindir.
sanat önce sanatçının kendisi içindir. sanatçı zanaati konusunda kendini tatmin etmeden toplum veya sanata etki edemez. daha açıklayıcı olmak için ihtiyaçlar hiyerarşisinden yola çıkarsak en üst kademede kişinin kendini aşma (kendini gerçekleştirme) ihtiyacını görüyoruz. bu gereksinimini karşılamadan bahsi geçen topluma veya sanata katkıda bulunması beklenemez.
--spoiler--
Sanat için Sanat mı?
Halk için Sanat mı?
Elbette sanat için sanat...
Halkın korkuları,baskıları,endişeleri sanattan olabildiğine uzak olmadığı sürece,sanat özgürleşemez...
Yaşasın özgür sanat..
...Yaşasın özgür sanatçılarr... --spoiler--
Tiyatroda Sansür, "Ahlaka Mugayir" Diziler ve Başbakandan inciler
"SANAT iÇiN SANAT MI, TOPLUM iÇiN SANAT MI?"
sinan karasu http://mimesis-dergi.org/...r-ve-basbakandan-inciler/
bir parça:
istanbul Büyükşehir Belediyesinin Şehir Tiyatrolarına sansür ve balans ayarı girişimi, başbakan Erdoğan'ın konuşmaları (yaftalamaları) ve dizilerin "ahlaka mugayir", "Türk aile yapısı"na zararlı niteliği vb. propagandasıyla birleşince, kamuoyunda bir süredir sanatın toplumsal işlevine ilişkin bir tartışma yürütülmeye başladı. Bu tartışma "sanat için sanat mı, toplum için sanat mı?" ikiliği etrafında çok eskilere dayansa da, tartışmadaki tarafların konumlanışları bakımından ilginç bir hal almıştır.
Öncelikle, tartışmanın gerek tarihsel gerek güncel açıdan kendi terimleri olduğunu ve gerek başbakanın gerekse de onunla aynı tarafta yer alan sağcı, muhafazakâr, popülist, devletçi vb. kesimlerin bu ince çizgiyi istismar ettiklerini söylemek gerekiyor.
Örneğin başbakan Erdoğan tiyatro yönetmeliğini meşrulaştırmaya çalışırken "toplum için sanat" demekte ve "bunlar sanatı toplum için yapmazlar, sanatı sanat için yaparlar" diye "dekadanlık eleştirisi" yapmaktadır! Veya Türkiye'deki en aykırı dizi olan ve "Türk aile yapısı"nı ve "Türkiye'nin nadide kurumları"nı rencide ettiği iddia edilen Behzat Ç.'nin sosyalist senaristi Emrah Serbes, televizyondaki "dizi" tartışmasında, mealen, "ben sanatımı yaparım, gerisi beni ilgilendirmez" derken, karşısındaki muhafazakâr popülistler (AKP'li vekilinden "psikolog"una kadar) sanatın toplumu eğitmesi, topluma yararlı olması gerektiğini savunmaktadır! Sağcıların ayrı telden çalarken, solcuların sanatın toplumsal işlevlerinden bahsetmesi gerekmez mi?!
Kuşkusuz öyle. Bunun neden böyle görünmediğini ise "sanat için sanat mı, toplum için sanat mı?" (bundan sonra, SiS-TiS?) tartışmasının köklerine ve bu tartışmanın kapitalizmin gelişim tarihiyle ilişkisine odaklanarak anlayabiliriz.
bulunduğumuz edebiyat olan yeni edebiyat döneminde sanat sanat içindir anlayışı çoğunluktadır. istisna olarak Candan Erçetin örnek verilebilir toplumla ilgili şarkıları bulunmaktadır.