--spoiler--
içinde yaşadığımız yabancılaşmış dünyada, toplumsal gerçekler dikkati çekecek bir ışıkta, konunun ve kişilerin 'yabancılaşmışlığı' içinde ortaya konmalı. sanat yapıtı seyirciyi devimsiz benzeşme yolu ile değil de onun eyleme katılmasını, karar vermesini sağlayacak yargı gücüne seslenerek kendine bağlamasını bilmelidir.
insanların toplu yaşayışını düzenleyen kurallar oyunlarda 'geçici ve yetersiz' olarak gösterilmeli, böylece seyirciyi seyretmenin ötesinde daha verimli bir davranışa itmeli, giderek, oyun boyunca düşünmesini, sonunda da, 'bu iş böyle olmaz. katlanılır iş değil bu. buna bir son vermeli.' diyebilecek bilince kavuşturmalıdır.
öyle ki, çalışan erkek ya da kadın tiyatroya geçimini sağlaması gereken korkunç, sonu gelmeyen uğraşmalarını görüp eğlenmek ve kendi sürekli değişiminin şaşırtıcı acısına dayanmak için gelsin. burada, en kolay yolda kendini yaratabileceğini görsün: çünkü en kolay varoluş yolu sanattadır.'
--spoiler--
ben de pek çoğunuz gibi genelde sanat sanat içindir düşüncesini savunsam da, bu da pek mantıklı bir bakış açısı.
Benim fikrime göre bu zamana kadar 'yanlış' sorulmuş ve cevaplanmış sorudur. Sanat ne içindir ? 2 yolu var zaten halk veya sanat. Ama ne yaparsanız yapın ne halktan ne sanattan ayrılamıyor. Sanat halk için deseniz; sanatı sanat yapan şey sanattır. ( bu cümle karışık oldu) sanat sanat içindir deseniz sanatın tüm çalışma yeri ve olayı halktır. Bir sanat eserinin inceliklerini anlatırken halktan örnekler verilir. Bu yüzden bence halk sanat içindir görüşü biraz daha doğru gelmektedir.