Edebiyat tarihine bakacak olursak;
Halk edebiyatı-sanat toplum için
Divan edebiyatı-sanat sanat için
Tanzimat 1.dönem edebiyatı-sanat toplum için
Tanzimat 2. Dönem edebiyatı-sanat sanat için
Serveti fünun edebiyatı-sanat sanat için
Fecri ati edebiyatı-sanat sanat için
Milli edebiyat-sanat toplum için olduğunu görüyoruz. Bunu da devletin yönetimiyle ilişkilendirirsek, devlet ne zaman ki halkı sıkmış, halk o zaman bireysel konulara yönelmiş. Serbest kaldığında ise toplumsal konular ağırlıkta olmuş.
Demek ki içimizde olan ve dışa vurmak istediğimiz sanat anlayışı toplum için sanattır.
Halkına göre değişen göreceli bir tarışmadır bu okumayan bilmeyen araştırmayan şiir tiyatro müzik gerçek anlamda nedir bilmeyen dünyadan haberdar olduğu tek yer tv olan bir halk için sanat olmaz.
Halk için olursa iki yüzlülük yapmayı gerektirebilir. O yüzden sanat sanat için yapılmalıdır. O zaman kimliğinden taviz vermeden yoluna devam edebilir.
Namik kemal mi Ahmet Haşim mi? Sorusu gibidir biri Tanzimat edebiyatinin digeri ise serveti fununun onemli isimlerindendi. Bana kalirsa bu konuyu ince cizgilerin ustune oturtmamak lazim. Iki sekilde eser verirsin olur biter.
yıllardır süregelmesinin sebebi zaten izafi olmasındandır. sanat sizin için güzel duygular uyandıran bir araç mı, yoksa toplumu anlatmak mı? bunun kararı size bağlıdır. ve sanatın sanat için veya toplum için olması bir sanat eserinin değerini değiştirmez. zira bugün bizim için, yahya kemal, cemal süreya, edip cansever, turgut uyar, atilla ilhan ne kadar değerli ise; nazım hikmet, ahmed arif, ceyhun atıf kansu bir o kadar değerlidir.
sanat halklara yön veren ve geliştiren bir olgudur. fikrimce halka ulaşmadıkça bir değeri yoktur. bunun en güzel örneği de divan edebiyatı-halk edebiyatı çekişmesidir.