ilkokul zamanlarinda cocuklarin ugruna tekerleme duzdukleri ayar kelimesidir azicik da olsa..
sana ne?
saman ye..
daha da doymazsan dunyayi ye..
gibiydi sanirim..bir de salla da sumugune bak vardi? o nerdeydi ki?
hayatımda hiç yurt dışına çıkmadım ama çıkan arkadaşlarımdan aldığım bilgiler doğrultusunda teyid etmiş olduğum düşüncem o dur ki; biz türkler birbirimize karşı çok saygısız ve çok meraklıyız.
öpüşen bir çift mi var? illa ki bakılır. hadi bakmayı geçtim, uyaranlar var. sana ne arkadaşım.
bir kızla yürürsün. kızı kendi asosyal oğluna alma hayalleri kuran baba görür ve kıza o kim diye sorar ilk fırsatta. sana ne abi sana ne?
karşı cinsten bir arkadaşınız evinize mi geldi? komşular hemen sorar: geçen gelen kimdi? sana ne abicim, sana ne ablacım, sana ne teyzecim sana ne
kurban bayramıydı mesela geçenlerde. ufacık çocuklara sorarlarken duydum. deden ne kadar para verdi? bu bayram neden kesmediniz? dün size birileri geldi onlar kimdi?...
velhasıl cevabı sana ne olması gereken sayısız soruya maruz kalır insan, hayatı boyunca ve çoğu zaman ailesinden aldığı terbiye, vicdanı, karakteri izin vermediğinden, veremez sana ne cevabını. ama biraz cesaret edip bu cevabı vermeye başlarsanız hayat çok daha güzel olmaya b aşlar bir yerden sonra. ve iddia ediyorum bu cevabı vermeyi bir kez öğrenirseniz bir daha asla vazgeçemezsiniz. *
+sana ne?
-saman ye.
+samanlıkta işin ne?
-samancının kızıyla evlendiysen bana ne.
+sümüğünü ye.
-sümüğünü yuvarla da ye.
şeklindeki diyaloglarla insanı bu kelimeden soğutan gıcık laftır.
servisçinin yalnız en son bıraktığında
-baban ne iş yapıyo
-namaz kılıyon mu
-oruç tutuyon mu
-kurban kesiyonuz mu
soruları sonunda demek istenen fakat nezaketen denmeyen söz.
yalvardım ama olmadı
sözlerin beni avutamadı
gittiğin o günden beri
bu kalbim seni unutamadı
biliyorum sen bana acıyorsun
bir gün sen de unutursun diyorsun
kalbini aldın gittin benden
bari hayallerimi bana bırak
sen beni merak etme
sevdiğime pişman değilim
çektiğim acılar benim değil mi
ya sana ne
inan pişman değilim bakma yüzüme
seni seviyorsam bundan sana ne
seni içimde yaşıyorum sana ne
sana ne
vazgeçmek olmaz senden
özlemim çok derinden
kopmayı isteme benden
bari hayallerimi bana bırak
sen beni merak etme
sevdiğime pişman değilim
çektiğim acılar benim değil mi
ya sana ne
inan pişman değilim bakma yüzüme
seni seviyorsam bundan sana ne
seni içimde yaşıyorum sana ne
sana ne
şiir:
unut demek kolay, bunu gel de bana sor
unutamıyorum işte anlamıyor musun
seni özlemekten başka bir şey yapamıyorum
sırf seni yaşamak için yalnızlığı seviyorum
yeter ki dokunma hayallerime
çektiğim acılar benim değil mi söyle
seni seviyorsam içimde yaşıyorsam
bundan sana ne
sana ne
inan pişman değilim bakma yüzüme
seni seviyorsam bundan sana ne
seni içimde yaşıyorum sana ne
sana ne
söylenebilecek en kaba cevaplardan biridir ki, küfür etse, tutup eşşek sudan gelinceye kadar dövse daha az insanın canını yakar.
tahammül edilemeyen saygısızlıktır, terbiyesizliktir.
mallıktır. kişisel eleştiriler neyse de bir kuruma ya da nesneye yapılan bir eleştiriye tek başına "sana ne" demek mallıktır; diyen de duygusal odundur.
mutlu olmanın sırrıdır biraz. her zaman cevap vermeye, düzgün olmaya kasıyoruz kendimizi halbuki ' sana ne ? ' demek açılmayan bazı kapıların kilidi gibidir. söyleyin, rahatlayın.