sana henüz söyleyemeyeceğim laflar hazırladım özene bezene. sanma süslediğimi, hepsi o kadar yalınlar ki... bir bir seçtim kelimeleri, içimdekileri en iyi anlatabilecek şekilde.
sana öyle laflar hazırladım ki, duyduktan sonra yüzüne bir tokat misali inecek, içini kasıp kavuracak... diyecek söz bulamayacak, yutkunacaksın. evet sevgilim, son darbe olacak bu laflarım. ve ardından göz yaşlarına aldırmadan seni bencilliğinle baş başa bırakacağım...
ünlü türk büyüklerinden,nezihe kalkan'ın da dediği gibi,genelde sahibine ulaştırılmadan yutulan laflar..
sana bir iki ağır sözüm vardı
tamam tamam yuttum..
inanın sevgili dostlar beni sözlükten soğutan şeylerin başında gelir bu hede.
buradan şunu belirtmek isterimki, bu cümleyi entrylerinde kullanan sözlükçüleri esefle kınıyorum. ha sırf bunla yetinmiyorum tabi. kara listeme ekliyor ve her birini seri bir şekilde eksiliyorum. olmadı sevgili seovi`lere msj yoluyla bildiriyorum. onlar hallediyorlar soğolsunlar...
hayır söylicem cool adam a parasını versin, daha iyi cümleler kurun. değil mi ama azizim?
sana laflar hazırlamıştım güzelim
sen gelmedin yine köşe başlarıma
içimi dökecektim yine tüm saflığımla
gelmedin, niye gelmedin diyemem ama
sadece gelmediğini biliyorum
yine beni bir başıma yalnız bıraktığını
ve hiç gelmeyeceğini biliyorum sevgilim
gece soğuk, gece ayaz, sensiz yalnızlığım
koyu kalabalıklarda terkettin sen ruhumu
ruhun bedenimi, ellerin ellerimi terketti
bir sonbaharda...
gel artık sevgili, laflarımı diyemedim yokluğunda
gel, bir daha gel, gitmemecesine
bir şölen tadında gel ya da bir matem
farketmez,
yeter ki gel sevgilim
yeter ki gel.
senden habersiz, sana laflar hazırladım
sen okumasan bile isterim ki derdimi anlatabileyim
üzülmeyi bırakıp son gözyaşımı sana sakladım
ki döndüğünde sevinçten ağlayabileyim...