sana geliyorum
serin bir nisan akşamüstünde,,,
bulutlar şekil şekil
seni işaret ediyorlar
bulutların izini sürüyorum..
aşk dolu bir ses geliyor uzaklardan
anlatım bozukluğuma inat,,
sen dolu bir his doluyor içime
tüm anlam bozukluğuma inat...
açtım kalbimin kapılarını sana
sen de aç ardına kadar , sadece bana
cereyan yapsın..üşütelim
birbirimize hasta olalım ...
sana geliyorum ,
kendime yeniden gelir gibi...
bekle...
gözlerine gözlerimi
gizlerine gizlerimi ekle...
sana geliyorum...
29 nisan mitingi dönüşü dolmuş şoförüne ziverbey ile kuyubaşi arasindaki farki anlatmaya çalişirken en sonuna isyan edip "allahım sana geliyorum, sanırım ruhumu teslim edeceğim" şeklinde ifade ettiğim isyan duygusu.
I.
Benim sabah keyfim
yeni açmış bir gülü
insanların gülücüklerine yerleştirmektir.
II.
Sana karlı bir günde geleyim
saçımın beyazlığı ve paltomun ıslaklığıyla
üşüyen dudaklarımı ısıt, tenimi kurula
uzun bir şarkıda susalım farkında olmadan
sobanın çıtırtılarına dalalım
sana küçük törenlerimizde şarkı söyleyeyim
içki içelim güneşle başbaşa
saçlarına dokunan tarağın hışırtısını dinleyeyim
gözlerinin titreşimini yansıtsın aynalar
bir gece şelalesi gibi
damarlarıma akıp yankılan yüreğimde.
III.
Sana yağmurlu bir günde geleyim
parkta ıslanalım birlikte
gürültüller toprağın kokusunda erisin
kentin görüntüsü değişirken bulutlarla
duraksamadan parlayan gözlerin
ve ıslaklığınla sar beni
en koyu kızıllığında dudaklarının
kıralım demir parmaklı pencereleri
önlerine ortanca saksıları yerleştirelim
ağız dolusu sobe diyelim dudaklarımıza.
IV.
Sana güneşli bir günde geleyim
ışıklı yollara halılar serelim
birlikte aşkınlığa yükselelim,
okyanus sularının ortasında altın kumsallarıyla
mücevher gibi parlayan adada,
ben hep iskeleye demir atmış
beyaz bir yelkenlinin düşünü gördüm
tuzlu dudaklarını yakmak için
sana kendi yaptığım güneşleri getireyim.